Babam dedi ki: "Cezâlandırmak için geliyor, buyurduğunuzdan anlaşılıyor ki, Şâhı tepeleyip mağlûb edecektir." Şeyh hazretleri buyurdu ki: "Allahü tâlâ daha iyisini bilir ki, büyük bir bozgun var. Fakat Şâh İsmâil bu arada canını kurtaracaktır."Neticede Şeyh hazretlerinin buyurduğu gibi Yavuz Sultan Selim Han, Çaldıran zaferinde Şâhı ve askerlerini büyük bir bozguna uğrattı. Şâh İsmâil perişân bir vaziyette, taht ve tâcını bırakarak harb meydanından kaçtı. Az bir mâiyetiyle canını zor kurtardı. Ehl-i sünnet düşmanı olan Şâh İsmâil'in zulmünden kurtulan müslümanlar, rahat bir nefes aldılar. Osmanlı Sultânı Tebriz'e gelince bütün âlim ve sanat sâhibi olgun kimseleri huzûrunda topladı. Onlara pek ziyâde alâka ve iltifât gösterdikten sonra; "Kur'ân-ı kerim kırâatinde edâsının güzelliği ve Dâvûdi sesi ile meşhûr Hâfız Mehmed Yâkûb'u işitir idik. O da burada mıdır, yoksa vefât etmiş midir? Okuduğu Kur'ân-ı kerimi dinlemek istiyoruz?" diye suâl etti. Onun da hazır olduğunu haber verdiler. Kur'ân-ı kerim tilâvetini dinleyince, hayranlığı bir kat daha arttı. Ona çok iltifât gösterdi. Tâzim ve hürmette hiç kusûr etmedi. Dönüşte İstanbul'a götürdü ve yakın dostları arasına aldı. Dâimâ berâberinde bulundurur, sohbetlerinden ayırmazdı. Sultanın musâhibi, sohbet arkadaşı oldu. Hâfız Mehmed'in vefâtından sonra da oğlu Hasan Can, Yavuz Sultan Selim Hanın en yakın dostu, sırdaşı ve sohbet arkadaşı oldu.