Kibrin Alâmetlerini Bilmek Lâzımdır
Çok kimse, kibirli olduğunun farkında değildir. Bunun için, kibrin alâmetlerini bilmek lâzımdır. Kibirli, içeri girince, herkesin kendi için ayağa kalkmalarını sever. Kendisine hürmet edildiğini anlayarak, onlara nasihat vermek isteyen âlimin, kendisi için ayağa kalkıldığını arzu etmesi kibir olmaz. Kendi oturup, başkalarının kendine karşı ayakta durmalarını istemek, tekebbürdür. Ali (radıyallahü anh), buyurdu ki:
"Cehennemlik bir kimse görmek isteyen, kendi oturup başkalarını ayakta durduran kimseye baksın!"
Eshâb-ı kirâm, Resûlullahı her şeyden çok severlerdi. Geldiği zaman ayağa kalkmazlardı. Çünkü ayağa kalkılmasını istemediğini bilirlerdi. Bununla berâber, âlimler gelince, ilmin şerefini göstermek için, ayağa kalkmak lâzımdır.
Yahyâ bin Kattân, ikindi namazını kıldıktan sonra, câminin minâresine dayanarak oturmuştu. Yanına zamanın meşhur âlimlerinden birkaçı geldi. İçlerinde Ahmed bin Hanbel de vardı. Hepsi, ayakta olarak hadis ilminden sordular. Yahyâ, her birinin cevabını verdi. Hiçbirine otur demedi. Hiçbiri de, oturmaya cesaret edemedi... Konuşmaları akşam namazına kadar devam etti.
Genç olan âlim, yaşlı olan câhilin üst tarafına oturur. Talebe, hocasından evvel söze başlamaz. Hocası yok iken, onun yerine oturmaz. Sokakta önünde yürümez.
Bir kimse, kendisi için ayağa kalkılmasını sever, fakat bu sevgiden kurtulmak isterse, sevgisi (Meyl-i tabii), yâni tabiat icâbı olur. Yahut şeytanın vesvesesinden olur. Her ikisi de, günah değildir. Elinde değildir, irâdesinin dışındadırlar. Yalnız olarak yürümeyip, arkasından başkalarının da gelmesini istemek, yahut kendisi hayvan üstünde, talebelerinin yerde gitmelerini sevmek de kibir alâmetidir.
Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem), Medine'nin Baki Kabristanına gidiyordu. Birkaç kişi görüp, arkasından geldiler. Durarak öne geçmelerini emir buyurdu. Arkalarından yürüdü. Sebebi sorulduğunda, "Ayak sesini işittim. Kalbime kibirden bir zerre gelmemesi için böyle yaptım" buyurdu. Hâlbuki kendisine kibir gelmezdi. Eshâbına ders vermek için böyle yaptı.