Kim Kanâat Ederse Geçimi Iyi Olur
Bağdât'ta Ehl-i sünnet ile bid'at fırkaları arasında mücâdele çıktı. Hangi tarafın haklı olduğu hakkındaki konuşma uzadı. İki taraf da İbn-i Cevzi'nin cevâbına râzı olup, hükmünü, geçmişi kapatacak bir belge olarak kabûl edeceklerdi. İçlerinden birisi İbn-i Cevzi'ye; "Âlemlere rahmet olarak gönderilen Resûlullah efendimizden sonra, insanların, yâni ümmetin en üstünü kimdir?" diye sordu. İbn-i Cevzi hiç düşünmeden; "Kızı, O'nun nikâhı altında bulunandır" dedi. İki taraf da bu söze râzı oldular. Çünkü hazret-i Ebû Bekr'in kızı, Peygamber efendimizin nikâhı altında ve Resûlullah efendimizin kızı da hazret-i Ali'nin nikâhı altında idi. Bu cevâbı her iki taraf da kendilerine çektiler.
İbn-i Cevzi buyurdu ki:
"Kim kanâat ederse, geçimi iyi olur. Kim tamah ederse (dünyâ lezzetlerini haram yollardan ararsa), geçim sıkıntısı çeker."
"Hâin korkak, sâlih cesur olur."
"İyi niyetle mal kazanmak, mal kazanmamaktan iyidir."
"Dünyâ arzuları olmayan kimsenin sultanlarla görüşmesinde zarar yoktur."
"Dünyâ, Allahü teâlânın evidir. sâhibinin izni olmadan bu evde tasarrufta bulunan hırsızdır."
Bir gün münâcâtında buyurdu ki: "Yâ İlâhi! Senden haber veren dile azâb etme! Sana delâlet eden ilimlere bakan göze de azâb etme! Senin hizmetinde yürüyen ayağa, Resûlünün hadislerini yazan ele de azâb etme! İzzetin hakkı için beni Cehennem'e atma! Cehennem ehli de, dünyâ da biliyordu ki, ben senin dinini muhafaza etmeye çalıştım. Yâ Rabbi! Senin için dökülen gözyaşlarına rahmet et! Sana kavuşamadığı için yanan ciğere rahmet et! Sana karşı âcizim, yalvarırım."
İbn-i Cevzi hazretlerinin bir hayli eseri vardır. Kendisi, üç yüz kırktan fazla olduğunu söylemektedir. Hadis ve hadisin bölümlerine dâir yazdığı kitaplar gibi kimse tasnif yapmamıştır. Bir eser yazarken, kitâbın tertibini, bâblara ayrılmasını güzel yapardı. Toplama ve yazma konusunda çok kâbiliyetliydi.