Kıyâmet Için Ne Hazırladın
Vâbesa bin Ma'bed "radıyallahü anh" şöyle anlatmıştır: Hayır ve şerden her şeyi sormak niyetiyle Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" huzuruna gittim. Bir cemâat toplanmıştı. Kalabalığın arasından geçip Resûlullaha iyice yaklaşmak istedim. Oradakiler bana biraz uzakta dur dediler. Beni bırakınız, Resûlullaha iyice yaklaşayım. Zirâ bana Ondan dahâ sevgili kimse yoktur, dedim. Resûlullah, yaklaş, buyurarak beni huzûruna çağırdı. Mübârek dizlerinin dibine oturdum. "Ey Vâbesa. Hayır ve şerden her şeyi sormak için geldin değil mi?" buyurdu. "Evet yâ Resûlallah" dedim. Mübârek parmaklarını göğsüme koydu ve "Ey Vâbesa, kalbinden fetvâ iste! Kalbine gelen şey iyi ise kalbin sükûnet bulur. Kalbinde tereddüt ve çarpma olursa o şey kötüdür, günâhtır. Sana başkaları fetvâ verseler bile sen kalbine bak!" buyurdu.
Ebû Hüreyre "radıyallahü anh" şöyle anlatmıştır: Resûlullah zamânında iki kişi vardı. Birisi sohbetlere devamlı gelirdi. Diğeri ise sohbetlere az gelir ve iyi ameli de az görülürdü. Sohbetlere devamlı gelen kimse, bir gün Resûlullaha "kıyâmet ne zamân kopacaktır?" diye sordu. Resûlullah "Kıyâmet için ne hazırladın?" buyurdu. "Allahü teâlânın ve Resûlünün muhabbetini hâzırladım" dedi. Resûlullah ona "Sen sevdiklerinle berâber olacaksın ve senin için hesap yoktur" buyurdu...
Sohbetlere az gelen kimse vefât etti. Resûlullah, "Biliyor musunuz, Allahü teâlâ o kişiyi Cennete koydu" buyurdu. Eshâb-ı kirâm "aleyhimürrıdvân" hayret ederek birbirlerine bakıştılar. Bu hâli o şahsın hanımına, yine hayretlerini belirterek söylediler. Hanımı şöyle dedi: Kocam her ezân okunduğunda, müezzin Lâ ilâhe illallah deyince "Allahtan başka ilâh olmadığına şehâdet ederim. Her şehâdet edene Allahü teâlânın kâfi geleceğine inanırım" derdi. Müezzin, Eşhedü enne Muhammeden Resûlullah deyince de "Her şehâdet eden gibi şehâdet ederim. Bu imânım bana kâfidir" derdi. Bu sözleri duyanlar, Resûlullahın huzûruna döndüklerinde, daha onlar bir şey söylemeden, Resûlullah, o kimsenin hanımının anlattıklarını söyledi ve "Allahü teâlâ onu, bu sebeple Cennete koydu" buyurdu.