Kocahüsamzade Abdurrahman Efendi

Kocahüsamzade Abdurrahman Efendi
Bilâl-i Habeşi (radıyallahü anh), Resûlullah efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) âhırete teşriflerinden sonra sâdece bir kere müezzinlik yaptı. Bu da, Şam'dan Medine-i münevvereye Resûlullah efendimizin kabr-i şerifini ziyâret için geldiği zaman idi. Bu sırada Eshâb-ı Kirâm, ondan ezan okumasını istediler. O da, onların bu isteğini kabûl edip, ezan okumaya başladı. Fakat ezanı tamamlayamadı...
Peygamberimizin vefâtından sonra Bilâl-i Habeşi ayrılık acısına tahammül edemez olmuş, artık bir daha ezan okumamıştır. Sonra da Medine'de kalmaya tahammül edemediği için Şam'a gitmeye karar verdi. Hazreti Ebû Bekir kalmasını arzu edince (Yâ Ebâ Bekir sen beni âzad etmemiş miydin, eğer kendin için âzad etmişsen kalayım, Allah için âzad etmişsen müsaade et gideyim) dedi. Hazreti Ebû Bekir (istediğin yere gidebilirsin) diyerek müsâade etti. Böylece Şam'a gidip orada yerleşti.
Bir gün rüyâsında Peygamber efendimizi gördü. Resûlullah efendimiz ona; "Bu ne eziyet böyle yâ Bilâl? Beni ziyâret edeceğin zaman yaklaşmadı mı?" diye buyurunca, Bilâl-i Habeşi üzüntü ile uyandı. Bineğine bindi ve korku ile Medine-i münevvereye doğru yola çıktı. Resûlullah efendimizin kabr-i şeriflerine geldi. Orada ağlamaya başladı. Sonra Hasan ve Hüseyin'in (radıyallahü anhümâ) yanlarına gitti. Onlara sarıldı ve öptü. Onlar Hazreti Bilâl'e; "Mescid-i Nebevi'de Resûlullah için okuduğun ezan gibi bir ezanını dinlemek istiyoruz" dediler. Bilâl-i Habeşi onların bu isteğini kabûl etti. Mescid-i Nebevi'ye giderek, Resûlullah efendimiz zamanında ezan okuduğu yerde durdu. "Allahü Ekber, Allahü Ekber..." diye okumaya başlayınca, Medine-i münevverede büyük bir heyecan meydana geldi. "Eşhedü en lâ ilahe illallah..." deyince, bu durum daha da arttı. "Eşhedü enne Muhammeden Resûlullah..." okuyunca, herkes başlarını pencerelerden dışarı çıkardılar ve; "Yoksa Resûlullah efendimiz tekrar mı dirildi?" dediler. Resûlullah efendimizin vefâtından sonra, bugünden daha çok erkek ve kadınların ağladığı bir gün görülmedi...

İnsanlardan Bir Sıkıntı Gelirse, Affedin!

Vehbi Tülek

İlimleriyle Dalâlete Düşen Kimseler!

Vehbi Tülek

Yaşayan Maşuktur, âşık Bir Ölüdür

Vehbi Tülek

Kalan Günlerinin Kıymetini Bil

Vehbi Tülek

Tamah Eden, Dâimâ Sıkıntı Içinde Yaşar!

Vehbi Tülek