Müslüman, îmanın yok olmasına sebep olacağı söz birliği ile bildirilmiş olan şeyleri amden [istekle] söyler veya yaparsa (Mürted) olur. Îmanının gitmesine sebep olan şeyden tövbe etmedikçe, yalnız (Kelime-i şehâdet) söylemekle veya namaz kılmakla, Müslüman olmaz. Mürted olacak şeyi yaptığını inkâr etmesi de tövbe olur. Tövbe etmeden ölürse, Cehennem ateşinde ebedî olarak azap görür. Bunun için, küfürden çok korkmalı, az konuşmalıdır. Hadis-i şerifte, (Hep hayırlı, faydalı konuşunuz. Yâhut susunuz!) buyuruldu. Ciddî olmalı, latîfeci, oyuncu olmamalıdır. Dîne, akla, insanlığa uygun olmayan şeyler yapmamalıdır. Kendisini küfürden muhâfaza etmesi için, Allahü teâlâya çok duâ etmelidir. Hadis-i şerifte, (Şirkten sakınınız. Şirk, karıncanın ayak sesinden daha gizlidir) buyuruldu. Bu hadis-i şerifteki şirk, küfür demektir. Bu kadar gizli olan şeyden korunmak nasıl olur denilince, (Allahümme innâ ne'ûzü bike en-nüşrike-bike şey'en na'lemühu ve nes-tagfirüke limâ lâ-na'lemühu duâsını okuyunuz!) buyuruldu. Bu duâyı sabah ve akşam çok okumalıdır.
Kâfirlerin, Cehennem ateşinde sonsuz azap görecekleri, Cennete hiç girmeyecekleri söz birliği ile bildirilmiştir. Kâfir, dünyada sonsuz yaşasaydı, sonsuz kâfir kalmak niyetinde olduğu için, cezâsı da sonsuz azaptır. Allahü teâlâ, her şeyin hâlikı, sahibidir. Mülkünde dilediğini yapması hakkıdır. Ona, niçin böyle yaptın demeye kimsenin hakkı yoktur. Bir şeyin sahibinin, o şeyi dilediği gibi kullanmasına zulüm denmez. Allahü teâlâ, Kur'ân-ı kerimde, zâlim olmadığını, hiçbir mahlûkuna zulüm yapmadığını bildirmektedir. Allahü teâlâ, hiçbir kimsenin Cehenneme girmesini, Cehenneme götürecek şeyleri yapmasını ezelde emretmedi, dilemedi. Çok merhametli olduğu için, Cehenneme ve Cennete gitmeye sebep olacak şeyleri kullarına bildirdi. (Cehenneme girmeye sebep olan şeyleri yapmayınız! Onun ateşi çok şiddetlidir. Dayanamazsınız!) diyerek, kullarına tekrar tekrar haber verdi.