Kur’ân-ı Kerîmdeki Üç Kısım Ahkâm

Kur’ân-ı Kerîmdeki Üç Kısım Ahkâm
Ahkâm-ı islâmiyyenin hepsi Kur'ân-ı kerimden çıkmaktadır. Kur'ân-ı kerim, bütün Peygamberlere "salevâtullahi aleyhim" gönderilmiş olan, bütün kitâplardaki ahkâmı ve dahâ fazlasını kendisinde toplamaktadır. Kur'ân-ı kerimdeki bu ahkâm üç kısımdır:
Birinci kısm ahkâmı, ilm ve akıl sâhibi, (İbâret-i nass) ile ve (İşâret-i nass) ile ve (Delâlet-i nass) ile ve (Mazmûn-i nass) ile ve (İltizâm-i nass) ile ve (İktizâ-i nass) ile kolayca anlayabilir. Yani her âyet-i kerimede, ibâret, delâlet, işâret, iltizâm, iktizâ ve tazammün bakımından çeşitli manalar ve hükümler vardır. (Nass), manaları açık ve meydânda olan âyet-i kerimelere ve hadis-i şeriflere denir.
Kur'ân-ı kerimdeki ahkâmdan ikinci kısmı açıkça anlaşılmaz. İctihâd ve istinbât yolu ile meydâna çıkarılabilir. Bunu ancak, ictihad derecesine erişmiş olan müctehid imamlar yapabilir.
Kur'ân-ı kerimde bulunan ahkâmdan üçüncü kısmı, o kadar derin ve gizlidir ki, bunları anlayıp çıkarmaya insan gücü yetişemiyor. Bunlar, Allahü teâlâ tarafından bildirilmedikçe, anlaşılamaz. Bu da ancak Peygamberimize "sallallahü aleyhi ve sellem" gösterilmiş, bildirilmişdir. Başkasına bildirilmez. Bu ahkâm da, Kur'ân-ı kerimden çıkarılıyor ise de, Peygamber efendimiz "sallallahü aleyhi ve sellem" tarafından açıklanmış olduklarından, bunlara (Sünnet) denir. Birinci ve üçüncü kısm ahkâmda kimse, Peygamber efendimizden ayrılamaz. Bütün Müslümanların, bunlara inanması ve tâbi olması lâzımdır. Ahkâm-ı ictihâdiyyede ise, her müctehidin kendi çıkardığı hükme tâbi olması lâzımdır. Başka müctehidlerin ahkâmına tâbi olamaz. Bir müctehid, başka müctehide, ictihâdından dolayı yanıldı, doğru yoldan ayrıldı diyemez. Zirâ, her müctehide, kendi ictihâdı hakdır ve doğrudur. Peygamber efendimiz uzak memleketlere gönderdiği Eshâb-ı kirâma, karşılaşacakları meselelerde, Kur'ân-ı kerimin hükmü ile hareket etmelerini, Kur'ân-ı kerimde bulamazlar ise, hadis-i şeriflerde aramalarını, burada da bulamazlar ise, kendi rey ve ictihâdları ile amel etmelerini emir buyururdu.

İnsanlardan Bir Sıkıntı Gelirse, Affedin!

Vehbi Tülek

İlimleriyle Dalâlete Düşen Kimseler!

Vehbi Tülek

Yaşayan Maşuktur, âşık Bir Ölüdür

Vehbi Tülek

Kalan Günlerinin Kıymetini Bil

Vehbi Tülek

Tamah Eden, Dâimâ Sıkıntı Içinde Yaşar!

Vehbi Tülek