Minareden Okunan Şiir

Minareden Okunan Şiir
Yusuf Nâbi'nin gözü karardı. Yetkiliyi uyandıracak ve uyaracak tarzda şu sözler ağzından döküldü:"Sakın terk-i edebden, kûy-i Mahbûb-i Hüdâdır bu Nazargâh-ı İlâhidir, makâm-ı Mustafâdır bu Habib-i Kibriyânın hâbgâhıdır faziletde Teveffuk-kerde-i Arş-i Cenâb-ı Kibriyâdır bu Bu hâkin pertevinden oldu deycûr-i adem zâil Amâdan açtı mevcûdât, dü çeşmin tûtiyâdır bu Felekde mâh-i nev Bâbüsselâmın sine-çâkidir Bunun kandili Cevzâ matla-i nûr-i ziyâdır bu Mürâ'ât-i edeb şartıyla gir Nâbi bu dergâha Metâf-ı Kudsiyândır bûsegâh-ı Enbiyâdır bu"Nâbi'nin yüreği yanarak söylediği bu na'tın manası şöyleydi:"Edebi terk etmekten sakın. Zira burası Allahü Teâlâ'nın sevgilisi olan Peygamber Efendimizin bulunduğu yerdir. Bu yer Hak Teâlâ'nın nazar evi, Resûl-i Ekrem'in makamı dır. Burası Cenâb-ı Hakk'ın sevgilisinin istirahat ettikleri yerdir. Fazilet yönünden düşünü lürse Allahü Teâlâ'nın Arşının en üstündedir. Bu mübarek yerin mukaddes toprağının parlaklığından yokluk karanlıkları sona erdi. Yaratılmışlar iki gözünü körlükten açtı. Zira burası kör gözlere şifa veren sürmedir. Gökyüzündeki yeni ay, onun kapısının yüreği yaralı aşığıdır. Bunun kandili dahi ışığının nurunu ondan almaktadır. Ey Nâbi! Bu dergaha edebin şartlarına riayet ederek gir! Zira burası büyük meleklerin, etrafında pervane olduğu ve Peygamberlerin hürmetle eğilerek öptüğü tavaf yeridir."Bu mısraları işiten yüksek rütbeli kişi, hemen ayaklarını toplayarak doğruldu:-Ne zaman yazdın bunu? Senden ve benden başka duyan oldu mu?..diye sordu. Nâbi:-Daha önceden hiç söylememiştim. Şu anda sizi bu halde uzanmış görünce elimde olmayarak söylemeye başladım. İkimizden başka bilen yok.Fakat Cenâb-ı Hak Habibinin aşkıyla söylenen bu gönül açıcı sözleri hiç gizli bırakır mıydı? Bu ifadeleri kıyamete kadar unutulmayacak bir şekilde açığa çıkardı.Kafile yoluna devam ederek, sabah ezanına yakın bir zamanda Mescid-i Nebevi'ye vardı. Onlar Mescid-i Nebevi'ye girerken, müezzinler minarelerden, Ezân-ı Muhammedi den önce yanık sesleriyle Nâbi'nin bu na'tini okumaya başladılar. Nâbi ve herkes hayretten dona kaldılar. Sabah namazını kıldıktan sonra, caminin müezzinine gelerek:-Allah aşkına, Peygamber aşkına ne olursun söyle! Ezandan önce okuduğun şiiri kimden ve nasıl öğrendin?.. diye soran Nâbi'ye, müezzinin verdiği cevap çok ibretliydi:-Resûl-i Ekrem Efendimiz bu gece Mescid-i Nebi'deki bütün müezzinlerin rüyasını şereflendirerek; "Ümmetimden Nâbi isimli biri beni ziyarete geliyor. Bana olan aşkı her şeyin üstündedir. Bugün sabah ezanından önce onun benim için söylediği bu şiiri okuyarak Medine'ye girişini kutlayın" buyurdular. Biz de Resûlullah Efendimizin emrini yerine getirdik.Nâbi, müezzinin son sözlerini işitmez olmuştu. Gözyaşları içerisinde:-Sahiden Nâbi mi dedi? O iki Cihanın Peygamberi, benim gibi bir zavallı günahkarı ümmetinden saymak lûtfunu gösterdi mi?...dedi. Evet cevabını alınsa da bayılarak kendinden geçti.

Şükür, Nimeti Değil, Onu Vereni Görmektir

Vehbi Tülek

Dünyâ Için, Dünyâda Kalacağın Kadar Çalış!

Vehbi Tülek

Resûlullah Efendimiz Eshâbı Ile Şakalaşırdı

Vehbi Tülek

Nil'in Suları Azalmış Ve Kıtlık Başlamıştı

Vehbi Tülek

Müftülük Görevini Kabul Etmeyen Zat!

Vehbi Tülek