Mahmûd Zencânî

Mahmûd Zencânî

İnsanlara gelen hayır ve şer, fayda ve zarar, kazanç ve ziyanların hepsi, Allahü teâlânın takdir etmesi iledir. "Kader" bir çokluğu ölçmek, hüküm ve emir demektir. Çokluk ve büyüklük mânâsına da gelir. Allahü teâlânın, bir şeyin varlığını dilemesine kader denilmiştir. Kaderin, yani varlığı dilenilen şeyin var olmasına "Kaza" denir. Kaza ve kader kelimeleri, birbirinin yerine de kullanılır. Buna göre kaza demek, ezelden ebede kadar yaratılmış ve yaratılacak şeyleri, Allahü teâlânın ezelde dilemesidir. Bütün bu eşyanın, kazaya uygun olarak, daha az ve daha çok olmayarak yaratılmasına kader denir. Allahü teâlâ, olacak her şeyi ezelde, sonsuz öncelerde, biliyordu, işte bu bilgisine "Kaza ve kader" denir. Eski Yunan felsefecileri, buna, "İnâyet-i ezeliyye" dedi. Bu varlıklar, o kazadan meydana gelmiştir. Bu ilme uygun olarak, eşyanın var olmasına da, "Kaza ve kader" denir. Kadere imân etmek için, iyi bilmeli ve inanmalıdır ki, Allahü teâlâ, bir şeyi yaratacağını ezelde irâde etti. Diledi ise, az veya daha çok olmaksızın, dilediği gibi var olması lâzımdır. Olmasını dilediği şeylerin var olmaması ve yok olduğunu dilediği eşyanın var olması imkânsızdır.

Bütün hayvanların, nebâtların, cansız varlıkların, her şeyin olup olmaması, kulların iyi ve kötü işleri, dünyâda ve âhırette, bunların cezasını görmeleri ve her şey, ezelde, Allahü teâlânın ilminde var idi. Bunların hepsini ezelde biliyordu. Ezelden ebede kadar olacak; eşyayı, özellikleri, hareketleri, olayları, ezelde bildiğine uygun olarak yaratmaktadır. İnsanların iyi ve kötü bütün işlerini, Müslüman olmalarını, küfürlerini, istekli ve isteksiz bütün işlerini, Allahü teâlâ yaratmaktadır. Yaratan, yapan yalnız O'dur. Sebeplerin meydana getirdiği her şeyi yaratan O'dur. Her şeyi bir sebep ile yaratmaktadır.

Meselâ, ateş yakıcıdır. Hâlbuki, yakan Allahü teâlâdır. Ateşin, yakmakta, hiçbir ilgisi yoktur. Fakat, âdeti şöyledir ki, bir şeye ateş dokunmadıkça, yakmayı yaratmaz. Yakıcı, Allahü teâlâdır. Ateşsiz de yakar. Fakat, ateş ile yakmak âdetidir. Yakmak istemezse, ateş içinde de yakmaz. İbrâhim aleyhisselâmı ateşte yakmadı. Onu çok sevdiği için, âdetini bozdu.

Hoca, Talebesini Rûhânî ve Cismânî Terbiye Eder

Vehbi Tülek

Yalan Söyleyen Çirkin Ve Zelîl Olsun!

Vehbi Tülek

Dünyâda En Kıymetli Şey, Ihlâstır

Vehbi Tülek

Hak Sözü Kabul Etmek Alçak Gönüllü Olmaktır

Vehbi Tülek

İnsanlardan Övgü Beklemek Ateşle Oynamak Gibidir!

Vehbi Tülek