Malı Isrâf Etmek Şükretmemek Olur
"Mal büyük bir nimettir. Malı isrâf, Allahü teâlânın nimetini hakir görmek, nimete kıymet vermemek, nimeti elden kaçırmak, kısaca küfrân-ı nimet etmek, yâni şükretmemek olur. Bu ise, nimeti verenin düşman muâmelesi yapmasına, azarlamasına ve azâb etmesine sebep olacak büyük bir suçtur. Nimetin kıymeti bilinmeyince, hakkı gözetilmeyince elden gider. Şükredilince ve hakkı gözetilince elde kalır ve artar... Cenâb-ı Hak, İbrâhim sûresi, yedinci âyetinde meâlen; (Şükrederseniz, verdiğim nimetleri elbette arttırırım) buyuruyor."
"İsrâf çok kötü bir huydur. Çirkinliği meydandadır. Kalbi, durmayıp karartan, kemiren, tehlikeli bir hastalıktır. Tedâvisi pek güçtür. Bu sıfat kalbi kaplamadan önce, gidermek ve bu felâketten kurtulmak için bütün ilâçlarına başvurup uğraşmalıdır. Kurtarması için, cenâb-ı Hakka yalvarmalı, duâ etmelidir. Allahü teâlâ, çalışana, her güçlüğü kolaylaştırır. O, sığınılacak, güvenilecek, biricik yardımcı ve kurtarıcıdır."
"Tasavvuf; kalbi kötü huylardan temizlemek ve iyi huylar ile doldurmak demektir. Kalbi ıslâh etmek, her şeyden daha önemlidir. Çünkü kalp, bedende emrine itâat edilen ve her hükmü yerine getirilen bir hükümdâr gibidir. Vücûddaki uzuvlar onun emri altındaki hizmetçilerdir. Bunun için Resûlullah efendimiz buyurdu ki: (İnsanın bedeninde bir et parçası vardır. Bu iyi olursa, bütün uzuvlar iyi olur. Bu kötü olursa, bütün organlar bozuk olur. Bu et parçası kalbdir.) Yâni bu yürek denilen, et parçasındaki gönüldür. Bunun iyi olması, kötü ahlâktan temizlenip iyi ahlâk ile süslenmek demektir."
"Günâhlar gizli olarak işlenirse bunun zararı, günâhı işleyenleredir. Lâkin açıktan işleniyor ve buna mâni olunmuyorsa, bunun zararı herkesedir."
"Bir insan kendisinin medhi yapıldığı zaman, bu medh ve övmeler kendisine iyi gelmiyorsa ne iyi... Ama bunları duyunca seviniyorsa zarardadır."