“mâlik Bin Dînâr Bu Kuluna Kefildir”
"İpe ve kovaya muhtacız"-Hacca gidiyordum. Hırsızlar yolumuzu kesti ve bütün malımızı aldılar sonra gördüğünüz gibi bağladılar ve bu mağaraya attılar. Beş gün aç susuz bu halde kaldım. Sonra Rabbime duâ ettim. Bana bu kargayı gönderdi. Her gün yedirip içiriyordu dedi.
Sonra adamcağızın bağlarını çözdüm. Yola koyulduk. Yolda çok susadık. Yanımızda su yoktu. Çölde bir kuyu gördük. Orada ceylanlar vardı. Allahü teâlâya hamd ettik ve "işte bir kuyu bulduk" diye sevindik. Yaklaşınca, bu sırada kuyunun suyu dibe çöktü. Ceylanlar da uzaklaştılar. Yanımızda ip ve kova yoktu. Biz; "Yâ Rabbi! Ceylanlara ihsan ettin. Biz yüz zira' uzunluğunda ipe ve kovaya muhtacız" dedik. O zaman bir ses duyuldu: "Ey Mâlik! Ceylanlar bize tevekkül etmiştir. Biz onları sularız. Siz ise ipe ve kovaya tevekkül etmişsiniz. Siz de onunla su içersiniz!.."
***
Câfer bin Süleymân anlatır: "Bir zaman Mâlik bin Dinâr hazretleri ile Basra'da dolaşırken, yeni yapılan bir köşk gördük. Köşkün mimârı güler yüzlü bir gençti. Yanına varıp selâm verdik. O da selâmımıza cevap verdi. Mâlik bin Dinâr hazretleri ona;
-Ey genç! Bu köşkü Allah için versen de Allahü teâlâ da sana Cennet'te bundan daha iyisini ihsân etse, dedi.
Genç kabûl edip;
-Kefil olur musun? deyince, Mâlik hazretleri; "Evet" buyurdu ve bir kâğıda;
"Cennette bir köşk ihsân eyle!"
"Yâ Rabbi! Bu gence senin için verdiği bu köşke karşılık Cennet'te bir köşk ihsân eyle. Mâlik bin Dinâr bu kuluna kefildir" şeklinde yazdı ve mektubu gence verdi. Ondan aldığı malı da fakirlere dağıttı. Kısa bir zaman sonra genç vefât etti. Mâlik bin Dinâr hazretleri gencin vefât ettiği gece mihrabına konulmuş mânevi bir mektup buldu. Ona baktığında;
"Bu Mâlik bin Dinâr'a bir berâttır. Senin söylediğinden yetmiş kat fazlasıyla gencin köşkünü kendisine teslim ettik." diye yazılı olduğunu gördü...