Mehmed Ruhî Dede
Kadının ev işlerini yapması, zevcine teberru ve ihsândır. Çok sevaptır. Yapmazsa, günâha girmez. Zevc, bunları zevcesine zorla yaptıramaz. Kadın tutup yaptırması lâzımdır. Kadın, zevcine karşı bu ihsânını esirgememeli, erkek de, zevcesine nafakadan fazla ihsânlarda bulunmalıdır. Allahü teâlâ ihsân edenleri çok sever. Resûlullah efendimizin zamânından bugüne kadar, Müslümân kadınları zevclerine bu ihsânı yapmışlardır...
İslâmiyyette kadın, ev içinde de, evin dışında da çalışmaya, para kazanmaya mecbûr değildir. Evli ise kocası, evli değil ise babası, babası yoksa veyâ fakir ise, zengin olan yakın akrabâsı çalışıp, kadına lâzım olan her şeyi getirmeye mecbûrdur. Kimsesi olmayan kadına, (Beyt-ül-mâl) denilen, devletin yardım sandığı bakar. İslâmiyyette, karı koca arasında, hayât mücâdelesi, yani para kazanmak, müşterek değildir. Erkek kadını tarlada, fabrikada, velhâsıl hiçbir yerde çalışmaya zorlayamaz. Kadın isterse ve erkeği izin verirse, yabancı erkekler arasına karışmadan, kadın işi olan yerlerde çalışabilir. Fakat, kazandığı kadının olur. Erkek, ondan zorla bir şey alamaz. Kadının kendi ihtiyaçlarını kendisinin alması için de, onu zorlayamaz. İslâmiyyetin kadına böyle hak tanıması ve onu erkeklerin elinde esir, oyuncak olmaktan koruması, Allahü teâlânın kadına çok kıymet verdiğini göstermektedir...
RIZIK DEĞİŞMEZ!..
Kadın da, erkek de, para kazanmak için harâm işlememelidir ve hiçbir namâzı kaçırmamalıdır. Ezelde ayrılmış olan rızık değişmez. Aynı rızık, helâlden isteyene helâl yoldan gelir. Harâm işleyerek isteyene de, harâm yoldan gelir. Harâm işleyerek kazanmamalı demek, boş oturmalı, çalışmamalı demek değildir. Helâl yoldan çalışıp kazanmalı demektir. Harâm yoldan kazanan, hem büyük günâhları işlemiş olur, hem de kazandıklarının hayrını görmez. Kazandıkları, hekime, hâkime ve düşmanlarına gider ve günâh işlemekte kullanılır, insanı felâkete sürükler. Kazançları şüpheli olan, hediyeleşmeli ve ödünç almalı, aldıklarını kullanmalıdır. Hediye ve ödünç gelen şeyler helâldir.