Mezheb Imamının Sözü Senettir
Edille-i şer'iyyenin dört olması müctehidler içindir. Mukallidler yâni dört mezhebden birinde olanlar için delil, senet, bulunduğu mezheb reisinin ictihâdı ve sözüdür. Çünkü mukallidler, âyetten ve hadisten ahkâm çıkaramaz. Bunun içindir ki, mezheb imamının sözü, nassa yâni âyete ve hadise uymuyor göründüğü zaman mezheb imamının sözüne uyulur. Çünkü (Nass) ictihâd isteyebilir. Yâhud, başka nassla değişmesi, tevil edilmesi, yanlış bir şey olması, neshedilmiş olması mümkündür. Bunları da ancak müctehid anlayabilir. Hiç yanlış olmayan, güvenilecek, yalnız Kur'ân-ı kerim ve hadis-i şeriflerdir. Çünkü her ikisi de, elbette doğru olan, vahiy ile bildirilmiştir. Yâni melek ile indirilmiştir. Âlimlerin söz birliği ve müctehidlerin ictihâdı da, bu iki doğru kaynaktan alınmıştır. İşte, İslâmiyetin bu dört temeli dışında kalan bilgiler, her ne olursa olsun, bu dört esasa uygun ise, kabul edilir. Uygun olmayanlar, evliyânın ilimleri, marifetleri, keşifleri olsa da, kabul olunmaz.
Tasavvuf yoluna girmek ve bu yolda ilerlemek İslâmiyetin bildirdiği şeylere, kalbin yakin hâsıl etmesi, hakiki imana kavuşması içindir ve İslâmiyetin emirlerini kolaylıkla, seve seve yapmak içindir. Bu ikisinden başka şeyler kazanmak için değildir. Çünkü, Allahü teâlâyı görmek, âhirette vadedildi. Dünyada görülemez. Tasavvuf yolunda bulunanların vecd ve hâlleri, keşif ve ilhâmları İslâmiyet terâzisi ile tartılmadıkça on para etmez. Kur'ân-ı kerim ve hadis-i şerif miyârı ile yoklamadıkça, kabul edilmez. Evliyânın keşif ve ilhâm ile edindikleri bazı bilgilerinde yanlışlık bulunabileceğini işiterek, bu büyüklerin, İslâmiyeti bildiren sözlerine inanılmaz demek, pek câhillik olur. Bunların, Kur'ân-ı kerimden, hadis-i şeriflerden ve din imamlarından verdikleri haberler şüphesiz sağlam ve doğrudur. Din bilgilerini, ilhâm, keşif sanıp, evliyânın senet, vesika değerindeki sözlerine inanmayan kimse helâk olur.