Muhammed Bin Zekeriya Efendi
RUS ZULMÜNDEN KAÇTILAR...Muhammed bin Zekeriya Efendi'nin ailesi Afganistan'ın Belh şehrine hicret ederek Rus zulmünden kaçtı. Oradan da Hac vazifesini yapmak üzere Mekke-i Mükerreme'ye gittiler. O yıl Mekke-i Mükerreme'de kalıp ertesi yıl da hac yaparak, akabinde Medine-i Münevvere'ye vasıl olurlar. Cennetü'l-Baki ile Mescid-i Nebevi arasında yer alan Şari'-i Rumiye'de bir ev kiralayarak yerleşirler. Şeyh Muhammed Zekeriya Efendi annesi ile kendisinin maişetini el emeği ile temin etmek için tezgâh açar. Dini tahsiline de Harem-i Şerif'te devam eder. Medine-i Münevvere'de yarım kalan ilim tahsilini tamamlama fırsatı bulan Muhammed bin Zekeriya Efendi, bilhassa Fıkıh ve Hadis dalında mükemmel yetişir. Tasavvuf yolunda da ilerleyerek velayet derecelerine kavuşur...
Türkistan'dan Medine-i Münevvere'ye hicret eden bu Allah dostu, bütün ehl-i Medine'nin sevgilisi olmuş; hallerine hakim olan Resûlullah aşkı ile temayüz etmişti. Kutlu beldelere gelen her gönül adamının bizzat yakından tanıdığı ve sohbetine katılarak feyzinden yararlandığı bu mübarek insan ömrünü, Din-i Mübin-i İslam'a vakfetmişti.
"BEN KABRİN KAPISINDAYIM"
Bu mübarek zatın ömrünün son günleri şöyle anlatılır...
Şeyh Muhammed bin Zekeriya Mergilani hazretleri, yüz yıllık hayatının seksen yılını Medine-i Münevvere'de yaşamış bir büyük Resulullah (sallallahü aleyhi ve sellem) âşığı olarak son nefesini verdi. Son birkaç gününde helalleştiği doktorlarına birçok defa "Beni bırakın!.. Ben kabrin kapısındayım... Rabbimin huzurundayım" demiştir.
Nakledildiğine göre, Şeyh Muhammed Zekeriyya Buhari, son anlarında şuurunu kaybetmeden, yüzünde tebessüm ve anlatılamayacak bir güzellikte nurla "Rabbi...", "Rabbi..." diyerek son nefesini verdi...