Muhammed Birmâvî
Allahü teâlâ Sahâbe-i kiramın büyüklüğü ve derecelerinin yüksekliğini Kur'an-ı kerimde birçok ayet-i kerimelerde beyan buyurmuştur. Tevbe, Mâide ve Mücâdele ve Beyyine sûrelerinde buyuruyor ki: (Biz onların her birinden râzıyız. Onların her biri de, Allahü teâlâdan râzıdırlar.) A'raf ve Hicr sûrelerinde meâlen, (Biz azimüşşân, onların kalblerindeki gıl ve gışşı nez' ettik) buyuruyor. Yani kalblerindeki kin, hıyânet ve birbirlerine düşmanlık gibi şeyleri kökünden çıkarıp attık...
Enfâl sûresinde, cenâb-ı Hak, Resûl-i Ekremine "sallallahü aleyhi ve sellem" meâlen buyuruyor ki: (Sana, Allahü teâlâ ve müminlerden sana tâbi olanlar kâfidir.)
Feth sûresinde, cenâb-ı Hak meâlen buyuruyor ki: (Ağaç altında sana bi'at eden, [yani emirlerini kayıtsız şartsız yapmaya söz veren] müminlerden Allahü teâlâ râzıdır) ki, bunlar Sahâbe-i kiram idi (ve onlara sekine, [yani Tumâninet, kalblerine kuvvet] veriyor ve sana olan sevgilerini, Sıdk ve ihlası biliyor ve onları yakın bir fetih ve zafer ile sevaplandıracağını müjdeliyor.) Hudeybiye anlaşmasında, Sidre yahut Sümre ağacının altında yapılan söz vermeye işarettir.
Feth sûresinin diğer âyet-i kerimesinde, (Sana bi'at edenler, Allah celle şânühû ile mübâye'a, [yani vaat] etmiş olurlar) buyurdu. Diğer âyet-i kerimede meâlen, (Onlar Allahü teâlâyı severler. Allahü teâlâ da onları sever) buyurdu. Tevbe sûresinde meâlen, (Mekke-i mükerreme ahalisinden olup, Muhâcirin denilen Sahâbe-i kiram ile, Medine-i münevvere ahalisi olan Ensârdan ve onlara iyilikte tâbi olanlardan, Allahü teâlâ razıdır. Onlar da Allahü teâlâdan razıdırlar) buyuruyor.
Enfâl sûresinin yetmişikinci âyet-i kerimesinin meâl-i âlisi şöyledir: (Bunların hepsi Peygamber aleyhisselâmı içlerinde ivâ ve iskân etmiş, din-i islâmı yaymasında nusret ve yardımda bulunmuşlardır.)