Muhammed Bûşencî
Ubey bin Ka'b (radıyallahü anh) buyurdu ki: Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) efendimiz bana; "Sana Tevrat, İncil, Zebur ve Kur'ân-ı kerimde bir misli (benzeri) daha indirilmemiş bir sûre öğreteyim mi?'' buyurdu. Ben de "Evet yâ Resûlallah" dedim. Bunun üzerine Resûlullah efendimiz "Onu öğreninceye kadar kapıdan çıkmamanı isterim?" buyurdu. Hemen ayağa kalktı, ben de kalktım. Mübarek eli ile elimi tutarak bana bazı şeyler anlatmaya başladı. Bana o sûreyi söylemeden dışarı çıkmasından korkarak adımlarımı yavaşlattım. Kapıya varınca "Yâ Resûlallah! Bana bir şey öğreteceğinizi vaad buyurmuştunuz" dedim. O zaman Resûlullah efendimiz "Namaza başladığın zaman ne okuyorsun?" buyurdu. Ben de "Fâtiha sûresini okuyorum" deyince, "Ha işte odur. O, Allahü teâlânın Kur'ân-ı kerimde (Hicr-87): Biz sana dâim tekrar olunan yedi âyeti (Fâtiha sûresi) ve Kur'ân-ı azim verdik, buyurduğu yedi âyettir" buyurdu.
Ubeyy ibn-i Ka'b'dan (radıyallahü anh) rivâyet edilen bir hadiste: "Fetih suresini okuyan kimseye Hudeybiye ağacının altında Muhammed'e (aleyhisselam) biat eden kimse gibi sevap vardır" buyuruldu.
İbn-i Mesud'dan (radıyallahü anh) rivâyet edilen bir diğer hadiste buyruldu ki: "Ramazanın birinci gecesinde kim nafile namaz kılıp namaz içinde Fatihadan sonra Fetih suresini okursa Allahü teala o kimseyi bütün sene korur."
Ya'lâ bin Mürre'den (radıyallahü anh) rivâyet edildi: Ya'lâ, Resûlullah efendimiz ile bir kabir yanına geldi. Kabirde azâb olduğunu işitip, Resûlullaha haber verdi. Resûlullah efendimiz "Ben de işittim. Söz taşıdığı ve üzerine idrar sıçrattığı için azâb yapılmaktadır" buyurdu.