Muîdzâde Mehmed Efendi
Peygamberimiz "sallallahü aleyhi ve sellem" buyurdu ki: (Allahü teâlâ buyuruyor ki: Ey kulum! Emrettiğim farzları yap, insanların en âbidi olursun. Yasak ettiğim harâmlardan sakın, vera' sâhibi olursun. Verdiğim rızka kanâat eyle, insanların en ganisi olursun, kimseye muhtaç kalmazsın.)Ebû Hüreyre "radıyallahü anh" buyurdu ki: (Kıyâmet günü Allahü teâlânın huzûrunda kıymetli olanlar vera' ve zühd sâhibleridir).
Büyük âlimlerden ba'zısı buyurdu ki, (Bir kimse, şu on şeyi, kendine farz bilmedikce, tam vera' sâhibi olmaz: Gıybet etmemeli. Mü'minlere sû-i zan etmemeli, kötü bilmemeli. Kimse ile alay etmemeli. Yabancı kadınlara, kızlara bakmamalı. Doğru söylemeli. Kendini beğenmemek için, Allahü teâlânın, kendisine yaptığı ihsânları, ni'metleri düşünmeli. Malını halâl yere harcedip, harâmlara vermemeli. Nefsi, keyfi için, mevkı' makâm istemeyip, buraları insanlara hizmet yeri bilmeli. Beş vakit namâzı vaktinde kılmayı birinci vazife bilmeli. Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdiği imân ve işleri iyi öğrenip, kendini bunlara uydurmalı. Yâ Rabbi! Bizlere ihsân etdiğin nûru, hidâyeti arttır. Bizi afv et! Sen her şeyi yapabilirsin.)
BÜYÜK Nİ'MET!..
Bütün günâhlara tevbe etmek nasib olur ve vera' ile takvâ [ya'ni harâmların ve şüpheli olanların hepsinden sakınmak] müyesser olursa, büyük ni'met, yüksek devlet ele geçmiş olur. Bu, ele geçmezse, ba'zı günâhlara tevbe etmek ve ba'zı harâmlara vera' eylemek de ni'mettir. Bu ba'zıların bereket ve nûrları, belki hepsine sirâyet eder de, bütün günâhlara tevbe etmeye ve tam vera' sâhibi olmaya yol açar. (Bir şeyin bütünü ele geçmezse, hepsini elden kaçırmamalıdır) buyuruldu. Yâ Rabbi, bize beğendiğin şeyleri yapmak nasib eyle!