Mustafa Kuddûsî Efendi

Fahr-i âlemin isimleri, hâlleri, Tevrât'ta ve İncil'de yazılı idi. Yahûdi ve Hristiyanlar, teşrif etmesini bekliyordu. Fakat, kendi cinslerinden gelmeyip, Arab'dan geldiği için ba'zıları kıskandı, inkâr etti. Hâlbuki, birçok âlimleri ve akıllıları, insâf edip Müslümân oldu. Onun peygamber olduğuna inanmamak, Onun büyüklüğünü, üstünlüğünü anlamamak, Onun kıymetini, şerefini azaltmaz. Allahü teâlâ, (İnşirâh) sûresinde, (Senin zikrini yükselttim), kendi ismimin yanında olarak, her yerde söylenir buyurdu. Yeryüzünde, bir derece batıya gidildikte, namâz vakitleri dört dakika sonra başladığı için, dünyânın her yerindeki Müslümânlar, her günün her dakikasında ezân okumakta, Onun mübârek ismi, her yerde her ân, saygı ve sevgi ile söylenmekdedir.
SALEVÂT GETİRMEK...
O, bütün insanların ve cinnilerin Peygamberidir. Her asırda yaşayan her milletin Ona uyması vâcibdir. Her mü'minin, Onun dinine yardım etmesi, Onun ahlâkı ile huylanması lâzımdır. Ömründe bir kerre, salevât getirmek farzdır. Her söyleyince, işitince, okuyunca, yazınca, bir kerre getirmek vâcib, tekrâr edildiklerinde müstehâbdır...