"Bugüne kadar öyle bir şeyin ille de alınması icabettiğini ne bir din kitabında okudum, ne de bir âlimin sohbetinde duydum. Bu Hak teâlânın buyruğu mu, Peygamber sözü mü, yoksa her ilin padişahı kendisi mi uydurdu?" diye sual edince o şahıs:"Evvelden beri Sultan töresidir" dedi. Osman Gazi, Allahü teâlânın ve Resûlünün emri olmayan bir şey hususundaki bu gayretkeşliğe iyice hiddetlendi ve adama:"Yürü artık buralarda görünme, yoksa sana zararım dokunur. Malını kendi eliyle, kendi alın teriyle kazanmış kimsenin bana ne borcu var ki, havadan akçe versin?" deyip adamı gönderdi. Yanındaki dostları onun bu sözlerini işitince:"Size bir şey vermeleri gerekmezse de, pazarı bekleyenlerin emekleri zayi olmasın diye bir şey vermeleri iyi olur" demeleri üzerine Osman Gazi:"Madem ki böyle öyle dersiniz, bir yükü satan kimse iki akçe versin. Satmayan hiçbir şey vermesin, ve de, her kime tımar verirsem, sebepsiz yere tımarı ondan kimse alma sın. O kişi ölünce oğluna versinler. Eğer çocuk küçükse, hizmetkarları onun yerine sefere gitsinler, ta ki çocuk sefere gider yaşa gelinceye kadar. Eğer bu kanunu her kim bozarsa, yahut benim neslime başka kanun öğretirse, Allahü Teâlâ onu dünyada da ahirette de zelil eylesin"