Nebilerle, Sıddîklarla Beraber Olanlar
Ebû Hüreyre'nin (radıyallahü anh) rivâyet ettiği hadis-i şerifte, Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: "İki duâ vardır ki, onlarla Allahü teâlâ arasında perde yoktur. Birisi mazlûmun duâsı, diğeri, din kardeşine gıyabında yapılan duâ."
Birisi, "Ey Allahın Resûlü! Eğer beş vakit namazı kılarsam, Ramazân-ı şerif orucunu tutarsam, malımın zekâtını verirsem ve gücüm yettiğinde hacca gidersem benim için ne mükâfat vardır?" diye sorunca Resûlullah "Kim böyle yaparsa, nebilerle, sıddiklarla ve şehidlerle beraber olur. Fakat ana ve babasına karşı gelen bundan müstesnadır" buyurdu.
Enes bin Mâlik'in (radıyallahü anh) bildirdiği hadis-i şerifte, Resûlullah buyurdu ki: "Bir kimsenin ana-babası veya ikisinden birisi vefât eder. Fakat o, onların sağlıklarında onlara âsi olmuştur. Bu kimse, onlara duâ etmekte devam eder ve onlar için mağfiret dilerse, nihâyet Allahü teâlâ onu bâr (itaat edici) olarak yazar."
Ebû Ümâme'nin (radıyallahü anh) bildirdiği hadis-i şerifte, Resûlullah buyurdu ki: "Bana altı şey için kefil olunuz. Sizin için Cennete kefil olayım; 1. Sizden birisi konuştuğu zaman yalan konuşmasın. 2. Kendisine bir şey emânet edildiği zaman, hainlik etmesin. 3. Bir şey vadettiği zaman, vaadine muhalefet etmesin, vaadini yerine getirsin. 4. Haram olan şeylere bakmayınız. 5. Ellerinizi (haramdan) alıkoyunuz, 6. Ferclerinizi (namuslarınızı) muhafaza ediniz!"
Cerir (radıyallahü anh) şöyle anlattı: Resûlullaha yabancı bir kadını ansızın görmenin hükmünü suâl ettik. "Hemen gözünü çevir!" buyurdu.
Ebû Ümâme (radıyallahü anh) şöyle bildiriyor: Resûlullah buyurdu ki: "Yabancı bir kızı görüp de, Allahü teâlânın azâbından korkarak başını çeviren kimseye, Allahü teâlâ ibâdetlerin tadını duyurur."
Enes bin Mâlik (radıyallahü anh) anlattı. Resûlullah buyurdu ki: "Bir kimse, Allahü teâlânın rızâsı için gazabını giderirse, Allahü teâlâ da ondan azâbını giderir."
İbn-i Ömer (radıyallahü anh) şöyle anlattı: Resûlul'lah buyurdu ki: "Allahü teâlânın katında, onun rızâsını isteyerek söndürülen gayz (kin) yudumundan daha büyük ve zor bir yudum yoktur."