Nûreddîn Berîfkânî
Buhâri'nin, Ebû Hüreyreden "radıyallahü anh" haber verdiği hadis-i şerifte, (Allahü teâlâ, kulum farzları yapmakla bana yaklaştığı gibi başka şeyle yaklaşamaz. Kulum nâfile ibâdetleri yapınca, onu çok severim. Öyle olur ki, benimle işitir. Benimle görür. Benimle her şeyi tutar. Benimle yürür. Benden her ne isterse veririm. Bana sığınınca, onu korurum buyurdu) denilmekdedir. Bu hadis-i şerif gösteriyor ki, farzlarla birlikte nâfile ibâdetleri yapan, Allahü teâlânın sevgisini kazanır. Bunların duâları kabûl olur. Sa'id bin İsmâ'il Ebû Osmân Hayri Nişâpûri "rahmetullahi teâlâ aleyh" buyuruyor ki: Bu hadis-i şerif, onun görmek, işitmek, gitmek, tutmak gibi her çeşit istediklerini, hemen ihsân ederim, demektir.(İşlerinizde sıkıştığınız zamân, kabirde olanlardan yardım isteyiniz!) hadis-i şerifi de, Allahü teâlânın, sevdiği kullarına, ölü iken de bu kuvveti vermiş olduğunu göstermekdedir...
DUANIN KABULÜ İÇİN...
Eshâb-ı kirâm ve Tâbi'in-i ızâm (Kabr-i se'âdet)i ziyâret ve istigâse ederdi. Bunun için çok kitâb yazılmıştır. (Hısn-ül-hasin)de duâ âdâbını anlatırken (Duânın kabûl olması için, Peygamberleri "aleyhimüssalevâtü vetteslimât" ve sâlih kulları vesile etmelidir. (Buhâri)deki hadis-i şerifte böyle bildirildi) buyurmaktadır. İbni Mâce hadisinde, Peygamberimiz (Allahümme inni es'elüke bihakkıssâ'iline aleyke), ya'ni (Yâ Rabbi! Senden isteyip de, verdiğin kimselerin hâtırı için, senden istiyorum!) derdi ve böyle duâ ediniz buyururdu...