Öfke, Tutuşturulmuş Bir Ateş Gibidir!

Seyyid Dâvûd hazretleri buyurdu ki:
“Allahü teâlâdan başkasından bir şey isteyen! İyi bilsin ki, o yardımcı âciz ve güçsüz bir kişiden başkası değildir.”
“İnsanlarla sulh içinde olup, onlara zarar vermeyen, onların her türlü zarar ve sıkıntılarından korunmuş olur. Neşe ve huzûr içinde yaşar.”
“Ey şu anda sevinç içerisinde olan zâlim kişi! Sen gaflet uykusunda bulunmaktasın. Bir gün gelir zulmünün cezası verilir. Sevinç ve neşeni devamlı kalır sanma! Şimdi sana neşe ve sürûr veren bir zamandır. Sana ceza, üzüntü ve sıkıntı veren zaman gelecektir.”
“Ey İnsanoğlu! Körpe ve taze olan şu gençliğinle gurûrlanma. Her şeye gücünün yetmesi, seni aldatmasın. Senden önce, nice gençler saçı ağarmadan bu dünyâdan ayrılıp gittiler. Genç ve taze bir fidanken göçtüler. Farzet ki, gençlik, sahibine birtakım özür olacak şeyler gösterir. İhtiyârın özrü yoktur. Onun ileri sürdüğü şeyler, şeytanın eğlencesi olacak şeylerden başka değildir.”
“Mümin, dâima günahlardan kaçınır, belâdan korkar ve Rabbinin rahmetini talep eder.”
“Akıl ve ilim, biribirinden ayrılmayan ve zıt olmayan iki kardeş gibidir.”
“Îmân ve hayâ, diğerinden kopmayan bir bütündür.”
“Îmân bir ağaç gibi olup, kökü yakîn, dalı takvâ, nûru hayâ, meyvesi cömertliktir.”
“Öfke, tutuşturulmuş bir ateş gibidir. Her kim ki öfkesine hâkim olursa, onu söndürür ve her kim onu salıverirse, ilk yanan kendisi olur.”