Ölü, Kabre Konduğu Vakit

Ölü, Kabre Konduğu Vakit
Bir kimse istek ve ihtiyârıyla bir küfür sözünü söylese dinden çıkar imânsız olur. O kimseye istiğfar, tecdid-i imân (imân tazelemek) ve tecdid-i nikâh (nikâh tazelemek) vâcib olur. Ancak bilmeyerek ve hatâ ile küfür sözü söylerse kâfir olmaz. Eğer bir kimse, ikrahla (yani ölüm tehdidi veya herhangi bir uzvunun kesileceği tehdidi ile) küfür olan bir sözü söylerse, imândan çıkmaz.
Küfre giren kimsenin yapmış olduğu iyi amellerinin sevâbı gider. Zevcesiyle (hanımıyla) arasındaki nikâhı bozulur. Bunun için her gün sabah ve akşam; "Allahümme inni e'ûzü bike min en üşrike bike şey'en ve ene a'lemü ve estağfirüke li-mâ lâ a'lemü inneke ente allâmül guyûb" duâsını okumalıdır.
Kabir suâli haktır. Her insan vefât ettikten sonra, kabre defnedilince, Allahü teâlânın birliğinden suâl olunacaktır. "Allah imân edenleri hem dünyâda hem âhırette (kabirde) sabit söz olan şehâdet kelimesi ile tesbit eder, tevhide bağlı kılar. Allah zâlimleri (kafirleri) şaşırtır ve Allah dilediğini yapar" meâlindeki İbrâhim sûresi 27. âyeti, kabir azâbı ile ilgili olarak nâzil olmuştur. İbn-i Mes'ûd (radıyallahü anh) "Yâ Resûlallah! Ölü, kabre konduğu vakit ilk karşılaştığı şey nedir?" diye suâl eyledi. Peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: "Yâ İbn-i Mes'ûd! Bunu bana senden başka kimse suâl etmedi. Ancak sen suâl ettin. Ölü kabre konulduğu vakit önce bir melek nidâ eder. O meleğin ismi 'Rûmân'dır. Kabirlerin arasına girer der ki: 'Yâ Abdellah! Amelini yaz!' O kimse der ki: 'Benim burada ne kâğıdım var ne divitim var. Ne yazayım?' O melek der ki; 'Bu söz kabul edilmez. Senin kefenin kâğıdındır. Tükürüğün mürekkebindir. Parmakların kalemindir...' Melek kefeninden bir parça kesip verir. O kul dünyâda her ne kadar yazı yazmak bilmese de, orada sevâbını ve günâhını âdeta bir günde işlemiş gibi yazar. Bundan sonra melek o yazdığı kefen parçasını dürer, o ölünün boynuna asar." Bu hadis-i şerif kabir suâlinin ve azâbının hak olduğuna delildir.

İlimleriyle Dalâlete Düşen Kimseler!

Vehbi Tülek

Yaşayan Maşuktur, âşık Bir Ölüdür

Vehbi Tülek

Kalan Günlerinin Kıymetini Bil

Vehbi Tülek

Tamah Eden, Dâimâ Sıkıntı Içinde Yaşar!

Vehbi Tülek

İmândan Güzel Bir Nîmet Yoktur

Vehbi Tülek