Ömer Fehmi Efendi

Ömer Fehmi Efendi

Peygamber efendimiz "aleyhissalâtü vesselâm" hicretin, on birinci senesinde, ahireti teşrif buyurduktan sonra, Ebû Bekr-i Sıddik "radıyallahü anh" halife oldu. Hicretin onüçüncü senesinde, altmış üç yaşında vefat etti. Bundan sonra Ömer-ül-Faruk "radıyallahü anh" halife oldu. Ebû Bekr "radıyallahü anh" zamanında Müslümanlar Arabistan yarımadasından dışarı çıktı. Resûl-i ekrem "sallallahü aleyhi ve sellem" efendimiz ahireti teşrif buyurunca, yarımadada karışıklıklar çıktı. Ebû Bekr "radıyallahü anh" yarımadada hasıl olan bu karışıklıkları düzeltti. Mürtedlerin terbiyesi ile uğraşdı. Vakt-i saadette olduğu gibi, birlik temin etti. Ömer "radıyallahü anh" halife olunca bir hutbe okuyup: (Ey Resûlün Eshâbı! Arabistan, ancak sizin atlarınıza arpa yetiştirebilir. Halbuki Allahü teâlâ, Muhammed aleyhisselamın ümmetine, yeryüzünün her tarafında, yer, memleket vereceğini, Habibine vadetmiştir. Hani bu vadedilen memleketleri zaptederek, dünyada ganimete, ahirette gaza ve şehitlik rütbesine nail olmak isteyen erler nerede? Din uğruna can ve baş feda ederek, vatanlarını bırakıp Allahü teâlânın kullarını zalimlerin pençelerinden kurtaracak gaziler nerede?) diyerek Eshâb-ı kirâmı cihada ve gazaya teşvik buyurdu. İşte İslam memleketlerinin üç kıta boyunca hızla genişlemesine, milyonlarca insanın küfürden kurtulmalarına sebep, hazret-i Ömer'in "radıyallahü anh" bu nutkudur. Bu nutuk üzerine Eshâb-ı kiram "aleyhimürrıdvân" ölünceye kadar cihad ve gaza etmeye ahd ve ittifak etti. Halifenin gösterdiği şekilde ordular kurulup ehl-i islam, yerlerini, yurtlarını terk ile Arabistan'dan çıkıp her tarafa yayıldı. Gidenlerin çoğu geri dönmeyip, gittikleri yerlerde ölünceye kadar cihad etti. Böylece az vakitte çok memleket alındı. O vakit iki büyük devlet vardı. Biri Bizans İmparatorluğu, diğeri İran devleti idi. Ehl-i islam ikisine de galip geldi. Hele Acem devleti büsbütün ortadan kalktı. Memleketlerinin hepsi Müslümanların eline geçti. Ahalisi Müslüman olmakla şereflendi. Dünyada rahata, ahirette ebedi saadete kavuştular.

Merkebin Yükü Nedir Bir Sor Bakalım

Vehbi Tülek

İnsanlardan Bir Sıkıntı Gelirse, Affedin!

Vehbi Tülek

İlimleriyle Dalâlete Düşen Kimseler!

Vehbi Tülek

Yaşayan Maşuktur, âşık Bir Ölüdür

Vehbi Tülek

Kalan Günlerinin Kıymetini Bil

Vehbi Tülek