"Eğer bir kimse, boş oturur, hiçbir iş yapmaz, bu yaptığına da, 'Zühd, dünyâyı terk etmek' adını koyarsa, onun yaptığı şeytana tâbi olmaktan başka bir şey değildir. Hiçbir faydalı iş yapmayarak, ömrünü boşa harcayandan daha hayırsız bir kimse yoktur."
"İnsan vücûdunda amellerin tohumu, yenilen lokmadır. Bir kimse lokmayı gaflet içinde yerse, lokma helâlden de olsa, insanların ondan fayda görmesi mümkün değildir."
"Bir kimse velîlik mertebesine ulaşsa, onun üzerine Hak teâlânın bir perde örtmemesi, onu halkın gözünden gizlememesi mümkün değildir. (Evliyâm kubbelerim altında [saklı]dır. Onları benden gayrısı tanıyamaz) hadîs-i kudsînin mânâsı da budur. Burada bildirilen "Kubbeler" beşeriyet sıfatlarıdır. Pamuktan ve başka maddelerden dokunmuş perde değildir. İnsanlık sıfatları öyle bir şeydir ki, o velîde, Hak teâlâ hazretleri açık bir kusûr kılar veya bir hünerini ayıp sûretinde gösterir. (Onu Allah'tan başka kimse tanıyamaz) demek, (İçi, ilâhî irâde nûru ile dolu olmayan kimseler, o velîyi anlayamaz) demektir. Ancak o nûr ile nûrlanan kimseler anlayabilir."
"Tövbe; geçmişte yapılan günâh ve hatâya pişmân olmak ve onu, ondan sonra terk etmektir."
"Tasavvuf; Resûlullah efendimizin sünnet-i seniyyesine uymak, fazla konuşmayı, fazla yemeyi ve fazla uykuyu terk etmektir."
"Tasavvuf bir ağaç ise, tövbe onun kökü, yalnızlık, bu ağacın kabuğu; tevhid, meyvesi; sabır, safâ, sıdk, doğruluk ve salâh yaprakları; vakar, sevgi, vefâ çiçekleridir. Allahü teâlânın izni ile, bu ağaç her zaman meyve verir."
"En büyük muhârebe, konuşur ve yerken, nefs ve şeytanla olan harbdir. Eğer onlara gâlip gelirsen, kurtulursun."
"Şükür, Allahü teâlânın lütuf ve ihsânını, rahmetini görmektir. Bütün nîmetlerin, O'ndan geldiğini anlamaktır."