Onlar, Melekler Gibi Görünmez Olurlar
Peygamberler ve evliyâ, mezarlarında, kabir hayatı denilen, bilmediğimiz bir hayat ile diridirler. Kendiliklerinden bir şey yapamazlar. Allahü teâlâ, onlara sebep olacak kadar kuvvet ve kıymet vermiştir. Onları sevdiği için, onlara, âdeti dışında olarak ikram, ihsân yapmaktadır. Onların hürmeti için, istenileni yaratır, istenilenin yaratılmasına sebep olmaları onlardan istenir.
Peygamberler, mezara konduktan sonra, rûhları bedenlerine geri verilir. Biz onları göremeyiz. Melekler gibi, görünmez olurlar. Yalnız, Allahü teâlânın kerâmet olarak ihsân ettiği seçilmiş kimseler görebilir. Sa'id bin Müseyyib diyor ki: Fitneler sebebiyle Mescid-i Nebi'de ezan okunamaz, namaz kılınamaz olunca, Hücre-i Nebeviyye'den ezan ve ikâmet sesi işitildi. Çok kimseler, selâmlara, kabr-i saâdetten cevap verildiğini, çok zaman işitmişlerdir. Peygamberlerin mezarlarında diri oldukları söz birliği ile bildirilmiş olduğu anlaşıldı. Sahih bir hadis-i şerifte;
"Bana selâm verilince, Allahü teâlâ, rûhumu geri gönderir, selâm verene cevap veririm" buyuruldu. Bu hadis-i şerif, yukarıda bildirilenlere uygun olmuyor denilemez. Yani mübârek rûhunun cesed-i şerifinden ayrıldığını, selâm verilince geri verildiğini gösteriyor denilemez. Böyle söyleyenlere karşı, âlimler çeşitli cevaplar vermişlerdirdir, bu cevapların en güzeli, Resûlullah efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem), cemâl-i ilâhiyi görmeye dalmıştır. Bedendeki duyguları unutmuştur. Bir Müslüman selâm verince, mübârek rûhu, bu dalgınlıktan ayrılıp, beden duygularını alır. Dünyâda böyle olanlar da az değildir. Bir dünyâ işi veya âhiret işi, aşırı düşünülürken, insan yanında konuşulanı duymaz. Cemâl-i ilâhiye dalan kimse, bir sesi işitebilir mi? Resûlullahın uykuda ve uyanık iken görülebileceği hadis-i şeriflerden de anlaşılmaktadır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
"Beni rüyâda gören, uyanık iken görmüş gibidir."
"Beni rüyâda gören doğru görmüştür. Çünkü şeytan, benim şeklime giremez."