Onun Yanında Yâsîn Sûresini Okuyun
Nedimü'l-Kur'ân olma hususunu kendisi şöyle anlatır: "Beni kendisine yaklaştıracak bir ibâdet yolu üzerinde olmayı Allahü teâlâdan istedim. Bana, kendi kitâbını, yâni Kur'ân-ı kerimi okumamı nasib etti."
Çok kerâmetleri görüldü. Bir talebesi şöyle anlatır:
Bir gün Abdullah-ı Yemeni'nin yanında idim. Bir kadıncağızın feryâd ettiğini ve doğum zamânı geldi dediğini duyduk. Ebû Muhammed; "Yâsin sûresini okuyun. İnşâallahü teâlâ selâmet bulur" dedi. Biraz sonra da; "Şimdi o kadıncağız bir erkek evlâdı dünyâya getirdi. İsmini de Ali koydu" buyurdu. Bir ara gidip olup biteni sorduğumda hâdisenin hakikaten hocamın bildirdiği gibi olduğunu öğrendim...
Kendisi anlatır: Atâ isminde birinin evinde misâfir idim. Bana vâlinin çoluk-çocuğuna zarar vereceğini söyledi ve onun hakkında şikâyette bulundu. O zaman, ben Resûlullah'ı (sallallahü aleyhi ve sellem) vesile ettim. O'ndan yardım istedim. Resûl-i ekrem efendimiz; "İşte ben yanındayım" buyurdu. Sabahleyin vâlinin azli haberi geldi...
Yine kendisi şöyle anlatır: Rüyâmda bana bir kâğıt parçası verildi ve; "Günahlarını buna yaz!" dendi. Kâğıt genişledikçe genişledi. Sonra da; "İşte biz, senin ne kadar günâhın var ise hepsini affettik denildi...
Rüyâsında çok kere Peygamber efendimizi görürdü. Şöyle anlatır: Rüyâmda her tarafı bir nûr kaplamıştı. Muhammed aleyhisselâm, hocam Seyyid Abdülkâdir-i Geylâni, hocam Fakih Ahmed bin Ömer ez-Zeylâ'i, Ebü'l-Gays bin Cemil ve velilerden birçok zât bulunuyordu. Orada bir halı vardı ve herkes nalınlarını çıkarıp onun etrâfına toplanmıştı. Ayağımda nalın olduğu hâlde bana; "Halıya bas!" dendi. Buyrulduğu gibi yapıp, oraya oturdum. Daha sonra Ebü'l-Gays kalktı ve bana bir elbise giydirmek istedi. Fakat Resûl-i ekrem efendimizin işâretiyle yerine oturdu. Server-i âlem mübârek elleriyle başıma beyaz bir tülbent koydu. Sonra Ebü'l-Gays bin Cemil bir takke giydirdi. Orada bulunanlar da tekbir getirdiler...