"pamuk Kâdı" Abdüllatîf Efendi
"Sahn-ı semân"da ders verdiBu mübarek zat, evvelâ Dimetoka Medresesinde müderris oldu. Bundan sonra; Edirne'de Ali Bey, İstanbul'da Eski İbrâhim Paşa, Kalenderhâne, Ebû Eyyûb-i Ensâri ve Mahmûd Paşa, Edirne'de Üçşerefeli, Manisa'da Manisa medreselerinde müderrislik yaptı. Bu medreselerde tam bir muvaffakiyet ile vazife yaptıktan sonra, Heşt Behişt (Sekiz Cennet) unvânıyla tanınan "Sahn-ı semân" medreselerinden birinde müderrislik yaptı. Bundan sonra, Edirne'de Sultan Bâyezid Hân Medresesine müderris oldu. Burada da bir müddet vazife yaptıktan sonra, kâdılık yapması uygun bulunup, yine Edirne kadısı oldu...
Rivâyet edilir ki, evliyâlık meclisinin parlak kandili, kerâmet âleminin bağı ve gülşeni olan İbrâhim Gülşeni hazretleri, Mısır'ın Kâhire şehrinden İstanbul'a geldiği zaman, Mevlânâ Abdüllatif Efendi ile karşılaştı. İlm-i ledün sâhibi ve Hak âşığı olan bu iki zât, birbirlerine çok muhabbet ettiler. İbrâhim Gülşeni hazretleri, kerâmet olarak Abdüllatif Efendiye vefât edeceği seneyi işâret edip, bu çok gizli sırdan haber vermişti...
Kadir Gecesi vefât etti
Aradan zaman geçip, Abdüllatif Efendi Edirne'deki vazifesinden ayrılarak ikinci defâ Sultan Bâyezid Han Medresesine müderris oldu. Vefât ettiği senenin Ramazân-ı şerif ayının ortasında, o aya ait olan ücreti kendisine verildiğinde; "Biz, bu Kadir Gecesi vefât etsek gerektir. Vakfın hakkı üzerimizde kalmasın" diyerek, üç günlük ücreti geri verdi. Bunu duyanlar, hayret ve üzüntüye kapıldılar. Ve gerçekten de "Pamuk Kâdı", bildirdiği şekilde, 1532 (H. 939) senesinin Ramazân-ı şerif ayında, Kadir Gecesi vefât etti. Edirne'deki Kasım Paşa Câmii'nin avlusunda medfundur...