Rızâma Kavuşmak Için Gayret Eden Dostlarım
Ben hocam Ebû Süleymân Dârâni'nin huzûruna girdim. Onu ağlar hâlde buldum. Ona; "Seni ağlatan nedir?" diye sorunca; "Ey Ahmed! Ben nasıl ağlamayayım. Bana bildirildi ki, gece olduğu, gözler uykuya vardığı, herkes kendini sevenlerin yanında bulunduğu zaman; âriflerin kalpleri, Rablerinin zikriyle coşar ve lezzet duyar. Onların niyet ve gayretleri Allahü teâlâya kavuşmak olur. Onlar Rablerinin huzûrunda diz çökerler, mahzûn bir hâlde Allahü teâlâya münâcaat ve niyâzda bulunup yalvarırlar. Allahü teâlâdan korkmak ve O'nun rızâsına kavuşmak için gözyaşlarının aktığı, secde ettikleri yerler ıslanır. Allahü teâlâ bu kullarına rahmet nazarıyla bakar ve;
"Ey beni iyi tanıyan dostlarım! Benim zikrimle meşgul oldunuz ve benim rızâma kavuşmak için gayret ettiniz. Kalplerinizden benim zikrimden başkasını uzaklaştırdınız. Size müjdeler olsun ki, bana kavuştuğunuz zaman yakınlık ve sevinç sizin içindir" buyurur.
Allahü teâlâ Cebrâil aleyhisselâma buyurur ki: "Ey Cebrâil! Benim kelâmımı okuyarak kalbi rahatlayan ve benim ismimi zikrederek lezzet duyan ârif kullarımın hâlini biliyorum. Onların ağlamalarını ve inlemelerini işitiyorum. Onların benim rızâma kavuşmak için çırpındıklarını ve çalıştıklarını görüyorum. Sen onlara gidip; siz niçin ağlıyorsunuz? Sizin bu tazarrû, yalvarma ve hüzün hâliniz nedendir? Size Allahü teâlânın kendini seven kimseleri Cehennem'de azâb edeceği haberi mi geldi. Yoksa Allahü teâlânın, benim zikrimle lezzet duyanları huzûrumdan kovarım, buyurduğunu mu işittiniz? Allahü teâlâ; izzetime yemin olsun ki, sizi Cennet'ime koyacağım. Sizinle aramdaki perdeleri kaldıracağım. Gözyaşlarınızın karşılığı olarak sevinç ve müjdeler ihsân edeceğim" buyurdu...
Bir sohbeti sırasında; "Mârifetin hakikati nedir?" diye sordular. Cevâbında; "İki cihanda kişinin murâdının birden yâni Allahü teâlâdan başka olmamasıdır. Gece Hak teâlâdan gâfil yatıp uyuyan kimse, muhabbetullah ve Allah sevgisi dâvâsında yalancıdır. Cezâ görecektir" buyurdu.