Rûhları Bedenlerine Geri Verilir

Rûhları Bedenlerine Geri Verilir
Peygamberler (aleyhimüsselam) kabirlerinde diridirler. Diri olmaları, sözde değildir. Tam diridirler. Kur'ân-ı kerimde, Âl-i İmrân sûresinin 169. âyetinde meâlen; "Allah yolunda öldürülenleri ölü sanmayınız! Onlar, Rablerinin yanında diridirler. Rızıklandırılmaktadırlar" buyuruldu. Bu âyet-i kerime, şehidlerin diri olduklarını bildiriyor. Hadis-i şerifte, Mûsâ ve İsâ aleyhimesselâmın, namaz kıldıkları bildiriliyor. Namaz kılmak, çeşitli hareketler yapmaktır. Bu hareketler, beden ile olur, ruh ile olmaz. Mûsâ aleyhisselâmı, orta boylu, eti az, zayıf, saçları toplu gördüm buyurması, rûhunu değil, bedenini gördüğünü gösteriyor. Peygamberler, başka insanlar gibi ölmez. Geçici olan dünyâdan, sonsuz kalıcı olan âhırete göç ederler. İmâm-ı Beyheki "İtikâd" kitabında buyuruyor ki:
"Peygamberler, mezara konduktan sonra, ruhları bedenlerine geri verilir. Biz onları göremeyiz. Melekler gibi, görünmez olurlar. Yalnız Allahü teâlânın kerâmet olarak ihsân ettiği seçilmiş kimseler görebilir. İmâm-ı Süyûti de böyle bildirmiştir. İmâm-ı Nevevi, Sübki ve İmâm-ı Kurtubi üstadından ve daha birçok âlimler, böyle olduğunu bildirmişlerdir. Said bin Müseyyib diyor ki: Fitneler sebebiyle Mescid-i Nebi'de ezan okunamaz, namaz kılınamaz olunca, Hücre-i Nebeviyye'den ezan ve ikâmet sesi işitildi. Sahih bir hadis-i şerifte; (Bana selâm verilince, Allahü teâlâ, rûhumu geri gönderir, selâm verene cevap veririm) buyuruldu. Bu hadis-i şerif, yukarıda bildirilenlere uygun olmuyor denilemez. Yani mübârek rûhunun cesed-i şerifinden ayrıldığını, selâm verilince geri verildiğini gösteriyor denilemez. Böyle söyleyenlere karşı, âlimler çeşitli cevaplar vermişlerdir, İmâm-ı Süyûti hazretleri, bu cevaplardan onyedisini bildiriyor. Bu cevapların en güzeli, Resûlullah efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem), cemâl-i ilâhiyi görmeye dalmıştır. Bedendeki duyguları unutmuştur. Bir Müslüman selâm verince, mübârek rûhu bu dalgınlıktan ayrılıp, beden duygularını alır. Dünyâda böyle olanlar da az değildir. Bir dünyâ işi veya âhiret işi, aşırı düşünülürken, insan yanında konuşulanı duymaz. Cemâl-i ilâhiye dalan kimse, bir sesi işitebilir mi?"

İlimleriyle Dalâlete Düşen Kimseler!

Vehbi Tülek

Yaşayan Maşuktur, âşık Bir Ölüdür

Vehbi Tülek

Kalan Günlerinin Kıymetini Bil

Vehbi Tülek

Tamah Eden, Dâimâ Sıkıntı Içinde Yaşar!

Vehbi Tülek

İmândan Güzel Bir Nîmet Yoktur

Vehbi Tülek