Sıbgatullah Hizânî
Hz. Hızır ile sohbet ederdi...Seyyid Tâhâ hazretleri, Resûlullah efendimizden mürşidleri vâsıtası ile gelen feyz ve bereketleri, Seyyid Sıbgatullah'ın kalbine akıttı. Kalb gözü açılıp yüksek makamlara kavuştu. Öyle ki, Hızır aleyhisselâm ile görüşür, sohbet ederdi...
Mürşidi Seyyid Tâhâ hazretleri vefât edince, onun yerine geçen Seyyid Sâlih hazretlerinin sohbetine devâm etti. Seyyid Tâhâ'nın huzûrunda kemâl ve ikmâl mertebelerine ulaşan Seyyid Sıbgatullah, Hizân ve Gayda'da halkı irşad eyledi ve insanlara İslâmiyetin emir ve yasaklarını anlattı...
Ölüm hastalığı sırasında yanına giren Abdurrahmân Tâgi ve Molla Abdurrahmân Meczûb, sessizce "Yâsin" sûre-i şerifini okudular. "Beni doğrultun" buyurdu. Doğrulttular. Tekrar; "Beni yatağıma uzatın" buyurdu. Birkaç defâ doğrulttular ve tekrar yatağa uzattılar...
"Böyle olsun bakalım"
Ölüm hastalığının ıstırabı fazlalaşınca, Abdurrahmân Tâgi'ye bakarak; "Böyle olsun bakalım" dedi ve ölümü tercih ettiğini belirtti. Kendisini yatağına koymalarını isteyince, kollarından tuttular. Lâkin yatağa kadar yürüyerek gitti. Yüksekliği bir dirsek boyu olan sedirine kendisi çıktı. Sağ yanına yaslandıktan sonra tebessüm eder bir vaziyette Kelime-i şehâdet getirerek rûhunu teslim etti. O anda odanın içine bir güzel koku yayıldı. Bu kokuyu odanın dışındaki diğer talebeleri de duydular. Bu koku defin esnâsına kadar devâm etti...