Sabır, Iyi Vasıfların En Üstünüdür

Sabır, bütün iyi vasıfların (özelliklerin) en üstünü ve önde gelenidir. Bunun için Resûlullah Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) bir hadîs-i şerîfte; “Sabır, müminin en samîmi dostu, hilim onun yardımcısı, akıl delîli (yol göstericisi), amel kumandanı, rıfk (yumuşaklık) onun babası, hayır onun kardeşidir” buyurdu.
Fazilet yönünden elbette ki ilim ve akıl üstündür. Fakat bu ve buna benzer bütün işlerde sebat, ancak sabırla olur. Sabır, sebat, dayanmak demektir. Bir kimsede iyi bir haslet (özellik) olsa, fakat o işinde sabırlı değilse, haslet sahibi olmayan kimse gibidir. Sabır, bütün iyi vasıflar için bir koruyucudur. Kumandanın, ordusunu derli toplu düzenli tutması gibidir. Demirin mıknatısa bağlanmak istediği (mıknatısın demiri çekmesi) gibi, zafer de sabıra bağlıdır. Sabır, zaferdir...
Hasen-i Basrî hazretleri buyurdu ki: “Biz ve bütün büyükler tecrübe ile anladık ki, sabırdan daha faydalı bir şey yoktur. Sabırla bütün işler yolunda gider. Bütün işlerin tedâvi edicisidir. Fakat onu tedâvi eden yoktur.”
Süleymân aleyhisselâm; “Biz, kazancımızın en hayırlısı olarak sabrı bulduk” dedi. Îsâ aleyhisselâm ise; “Ey Havarilerim (bana inananlar)! Arzu ettiklerinize ancak sabırla kavuşabilirsiniz” buyurdu.
Allahü teâlâ İbrâhim sûresi yedinci âyet-i kerîmesinde meâlen; “Nimetlerime şükrederseniz, onu arttırırım” buyuruyor. Hikmet sahipleri dedi ki: “Şükürle nimet devam eder. Ni’mete küfredilir, kadrü kıymeti bilinmezse gider. Ni’meti koruyan şükürdür. Şükür, ni’metleri çoğaltır ve insanı cezadan korur. Nimetlere şükretmeyen, hayvanlardan sayılır.”
Hazreti Ali buyurdu ki: “Nimetlere şükreden, onun elden çıkacağından korkmasın. Nimete şükredenlere, onu arttıracağını Allahü teâlâ bildirdi. Nimete küfredenlerin elinden o nimet alınır. Nimetin kıymetini bilmemek, onun elden çıkmasına sebeptir. Şükür ise, onu devamlı kılar ve arttırır.”