Adam, bu konuda zaten titiz olduğunu, emr-i âlileri gereği şimdiden sonra daha da dikkatli davranacağını ifade etti. Fakat Ragıp Paşa, sanki onu duymuyor gibi, aynı minvalde ihtarlarını sürdürüyordu:"Anladın değil mi? Büyük adamdır Kuyucu Murat Paşa, aman ha! Mukayyet ol, hizmette en küçük bir ihmal gösterme!"türbedarın gözleri oynamaya, sakalı titremeye başlamıştı. Çileden çıkmak üzere olduğu belliydi. Yine de tutuyor, edep çerçevesinde "Başüstüne" diyordu. Ne var ki, Ragıp Paşa da üsteleyip durmaktaydı; "Bak, bir daha söylüyorum, sandukasına, kavuğuna, sandığına hiç toz kondurma!" Sonunda tepesi attı türbedarın! Muhatabının Sadrazam oluşuna bakmadan kestirip attı: "Bu herif sabah kalkıp bayram alayına katılacak değil ya! Bu kadarı çok bile"Ziyaretçiler meramlarına erişmiş, türbedarı kızdırmayı başarmışlardı. Ragıp Paşa, ona bir kese altın ihsan ederek Haşmetle birlikte türbeden çıkarken, gözlerinden yaş gelecek derecede gülmekten kendini alamıyordu.