Saray Hocası Molla Şemseddîn
"KORKMA! BİZ DE İNSANIZ!"Halimi Çelebi'yi ziyâret için gelen kimselerin, kendisini rahatsız etmemesi için, bulunduğu odanın kapısını kilitleyip sür'atle yazmaya başladı. Yazma işiyle meşgûl iken aniden yanında bir kimseyi oturur hâlde gördü. Korkup heyecanlandı. Bunun üzerine o kimse yaklaşıp; "Korkma biz de senin gibi insanız. Seni ziyâret için geldik" dedi.
Molla Şemseddin, o zata bazı sorular sordu ve enteresan cevaplar aldı:
-Arab diyârının tamamı fethedilip, Osmanlı topraklarına katılacak mı?
-Yavuz Sultan Selim Hân bu vazife ile vazifelendirildi. Mübârek beldelerin hizmeti ona ve nesline verildi.
-Sultan Selim'in saltanatı uzun sürer mi?
-Üç yıl vakti vardır.
-Konağında oturduğum Halimi Efendi ne zaman vefât eder?
-Şam'dan öteye geçemez, orada kalır.
-Ya benim ölümüm ne zaman olur?
-Kişiye kendi ölüm zamanını bilmek âdetullaha ters düşer. Hiçbir nefis nerede öleceğini bilemez.
-Ricâl-i gayb, Allahü teâlânın bildirmesiyle bilebilirler. Lütf edip de beni uyarınız!
-Allahü teâlâ bilir ama sen dahi Halimi Çelebi ile bir günde vefât edip, sizinle birlikte bir cenâze dahi zuhur eder. Selim Hân, üçünüzün de cenâzesinde hazır bulunur...
O zat, koynundan bir başlık çıkarıp Şemseddin Efendi'ye; "Bu Selim Hân'a hediyemizdir. Ona iletin", bir daha çıkarıp; "Bunu da Halimi Çelebi'ye veresin" dedi. Bunun üzerine Şemseddin Efendi; "Bana bir hâtıranız olmaz mı?" dedi. "Sana da başımdakini vereyim" dedi. O zât Şemseddin Efendi'ye başlığını verip hemen gözden kayboldu.
HEDİYE, PADİŞAHA ULAŞTI...
Şemseddin Efendi, bu durumu Hasan Can'a anlatıp başlığı Selim Hân'a ulaştırması için verdi. Hasan Can da emaneti vermek üzere padişahın huzûruna vardı. Olanları anlatıp başlığı verdi. Selim Hân hediye başlığı eline alıp kokladı ve yüzüne saygı ile sürdü...
Olaylar aynen vuku buldu ve Yavuz Sultan Selim Han; Halimi Çelebi, Molla Şemseddin ve saraydan bir hoca efendinin cenâze namazında hazır bulundu.