Şehabeddin Ahmed Deyrebî
Resûlullah Efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) kabrinde, bilinmeyen bir hayat ile diri olduğunu bildiren çok hadis-i şerif vardır. (Kabrim başında söylenen salevatı işitirim. Uzaktan söylenen salevat bana bildirilir) ve (Bir kimse, kabrim başında bana salevat okursa, Allahü teâlâ bir melek gönderip, bu salevatı bana bildirir. Kıyamet günü ona şefaat ederim) hadis-i şerifleri, meşhur altı kitapta yazılıdır.
Bir Müslüman, dünyada iken tanıdığı bir Müslümanın kabri yanına gidip selam verse, kabirdeki kimse, selam vereni tanır ve cevap verir. İbni Ebiddünyanın haber verdiği hadis-i şerifte, Müslüman meyyitin, selam vereni tanıdığı ve sevindiği ve cevap verdiği haber verilmektedir. Tanımadığı mevtalara selam verirse selama sevinerek cevap verirler. Salihler ve şehitler selam vereni tanır ve cevabını verir de, Resûlullah tanımaz olur mu?
Gökte güneş her tarafa ışık saldığı gibi, Resûlullah da, bir anda her yerde söylenen selamlara, o anda cevap verir. Hadis-i şeriflerde, (Vefatımdan sonra da, diri iken olduğu gibi işitirim) ve (Peygamberler kabirlerinde diridir. Namaz kılarlar) buyuruldu. İbrâhim bin Bişar ve seyyid Ahmed Rıfâ'i ve daha nice veliler, Resûlullaha verdikleri selamın cevabını işitmişlerdir.
Âişe-i Sıddika'nın (radıyallahü anha) haber verdiği bir hadis-i şerifte, (Hayber'de yediğim zehirli etin acısını duymaktayım. O zehrin tesiri ile, ebher damarım şimdi çalışmayacak hâle geldi) buyuruldu. Allahü teâlânın, insanların en üstünü olan Muhammed aleyhisselâma peygamberlikle birlikte şehitlik derecesini de vermiş olduğunu bu hadis-i şerif göstermektedir.
İmrân sûresinin yüzaltmışdokuzuncu âyetinde meâlen, (Allah yolunda öldürülenleri ölü sanmayınız! Onlar Rablerinin yanında diridirler. Rızıklandırılmaktadırlar) buyuruldu. Allah yolunda zehir yedirilen o büyük Peygamberin, bu âyet-i kerimede bildirilen şerefli derecenin en üstünde bulunduğu şüphesizdir.