Şehitler Diledikleri Yerlere Uçarlar
Şu hadis-i şerifleri nakletti: Ebû Said Hudri (radıyallahü anh) rivâyet etti: Resûl-i ekrem efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: "Allahü teâlâ hazretleri Cennet ehline; (Ey ehl-i Cennet!) diye hitâb eder. Onlar da; (Lebbeyk, ey Rabbimiz!) diye arz-ı ta'zimât ederler. Allahü teâlâ da; (Mazhar olduğunuz bu nimetlerden râzı mısınız?) buyurur. Cennetlikler; (Nasıl râzı olmayalım ki, sen bize mahlûklarının içinden hiçbirine bahşetmediğin nimetleri verdin) derler. Cenâb-ı Hak; (Size bundan daha iyisini vereyim mi?) buyurur. Onlar da; (Ey Rabbimiz! Bundan daha iyisi ne olabilir?) diye memnuniyetlerini arz ederler. Bunun üzerine Allahü teâlâ; (Size Rıdvânımı inzal edeceğim ve bundan sonra da ebedi olarak size gazâb etmeyeceğim) buyurur."
Abdullah İbni Mes'ûd (radıyallahü anhümâ) bildiriyor ki:
Biz, Âl-i İmrân sûresinin 169. âyet-i kerimesinden Resûlullah efendimize suâl etmiştik. Cevâbında buyurdular ki: "Onların (şehidlerin) rûhları, birtakım yeşil kuşların kursaklarındadır. Arş'ın altında onlar için asılmış olan çok kandiller vardır. Onlar, Cennette diledikleri yerlere uçarlar. Sonra bu kandillere gelip girerler. Rableri onlara nazar eder ve 'Arzu ettiğiniz bir şey var mı?' diye sorar. Onlar da, 'Neyi arzu ederiz ki, biz Cennette dilediğimiz yerlere gidebiliyoruz' derler. Rableri bunu (suâli) onlara üç defa tekrar eder. Bu defa onlar, bir cevap vermeleri icâbettiğini anlayıp, 'Ey Rabbimiz! Bizim rûhlarımızı, cesedlerimize iade et! Senin yolunda tekrar şehid olalım' derler. (Bu mümkün olmadığı için ve başka) bir hacetleri olmadığı görülünce terk olunurlar (Artık bu suâl kendilerine sorulmaz)." İtaatkâr olan müminlerin rûhları Cennet bahçelerinde bulunur. Bunlar ordaki nimetlerden yemezler ve içmezler; lâkin kendileri için hazırlanmış olan nimetlere ve mükâfatlara bakarlar.