Şemseddin Ibn-i Abdülhâdî

Şemseddin Ibn-i Abdülhâdî

Kader başa geldiği zaman, bu niçin böyle oldu? Nasıl böyle olur? gibi suâllerle Allahü teâlâya itirâzda bulunmak imâna zarar verir, tevhid inancını sarsar, tevekkülü ve ihlâsı bozar. Çünkü mü'minin kalbi, bu niçin böyle oldu? Nasıl oldu? gibi sözleri bilmez. Bildiği tek şey, "Evet, başüstüne" demek, hiç itirâzda bulunmamaktır. Nefis ise, dâima itirâz eder ve her başına gelene karşı çıkar. Öyleyse, kim kendisinin iyiliğini isterse, şerrinden (kötülüğünden) kurtuluncaya kadar, nefsiyle mücâdele etsin. Nefis bütünüyle şerdir. Bu bakımdan, nefisle mücâdele edilip, onun itminan hâli temin edilince, bu sefer nefis, bütünüyle hayır olur ve hayrı ister. Allahü teâlânın râzı olduğu işleri yapıp, Allahü teâlânın yasak ettiği şeyleri terk etmeye dikkat eder. Bunun mükâfatını, Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerimde meâlen şöyle bildiriyor: "Ey mutmainne nefis, râzı olmuş ve râzı olunmuş olarak Rabbine dön!" (Fecr-27, 28). Artık bundan sonra, bu nefse itimât edilebilir. Çünkü eski kötü hâlinden, Allahü teâlâdan başka mahlûka bağlanmaktan kurtulmuştur. Böylece, İbrâhim aleyhisselâm gibi olur. Çünkü o da nefsinden kurtulmuş ve nefsinin arzu ve isteklerinden temizlenmişti. Ateşe atılacağı zaman, İbrâhim aleyhisselâmın kalbi çok rahattı. Çeşitli varlıklar kendisini ateşten kurtarma husûsunda yardım teklifinde bulundukları hâlde, o bunlara şöyle diyordu: "Ben sizin yardımınızı istemiyorum. Çünkü Allahü teâlâ benim hâlimi biliyor." Çünkü o gerçekten Allahü teâlâya teslim olmuş, tam bir tevekkül mertebesine kavuşmuş, Allahü teâlâya hakkıyla güvenmişti. Hazreti İbrâhim'in, bu teslimiyet ve tevekkülünden dolayı, Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerimde meâlen; "Biz de dedik ki: Ey Ateş! İbrâhim'e karşı serin ve selâmet ol!" buyuruyor (Enbiyâ-69) Bu dünyâda, sabırlı kullara Allahü teâlânın yardımı sayılamayacak kadar çoktur. Âhıretteki ni'metleri de sayıya ve hesaba sığmaz. Allahü teâlâ, Zümer sûresinin onuncu âyet-i kerimesinde meâlen; "... Ancak (Allah yolunda) sabredenlere mükâfatları hesapsız verilecektir" buyuruyor.

Merkebin Yükü Nedir Bir Sor Bakalım

Vehbi Tülek

İnsanlardan Bir Sıkıntı Gelirse, Affedin!

Vehbi Tülek

İlimleriyle Dalâlete Düşen Kimseler!

Vehbi Tülek

Yaşayan Maşuktur, âşık Bir Ölüdür

Vehbi Tülek

Kalan Günlerinin Kıymetini Bil

Vehbi Tülek