"seydî Halîfe" Ali El-halvetî
Aradığı rehberi bulmuştu!..Şeyh Seyyidüddin, aradığı mürşidi, yol göstericiyi bulmanın heyecanıyla dergâha koştu ve bu zâta candan bağlandı. Bu bağlılık ve muhabbeti sebebiyle kısa zamanda yüksek derecelere kavuştu. Habib-i Karamâni hazretlerinin baş halifesi oldu, sonra "Seydi Halife" unvânıyla anıldı.
Seydi Halife, hocasının vefâtından sonra onun yerine geçip, insanlara hak ve hakikati anlattı. Allahü teâlânın dininin emirlerini öğretip, yasaklarından sakındırmakla meşgûl oldu. Devamlı olarak haram ve şüphelilerden kaçınırdı. Hattâ nefsin istemediği şeyleri yaparak onu terbiye etmeye çalışırdı. Geceleri devamlı olarak ibâdet etmekle, namaz kılmakla ve gündüzleri oruç tutmakla meşgûl olurdu.
Kerâmetler sâhibi olan Seydi Halife'nin vefâtı ânında yanında bulunanlar şöyle anlatır:
-Mübareğin rûhu bedenden ayrılmak üzere iken, Cennet-i âlâda kendi yüksek makâmını görüp, bir an evvel kavuşmak aşkı fazlalaştı. Allahü teâlâya; 'Rûhumu hemen kabzedip, geciktirmeden beni o yüce makâmına ulaştır' diye duâda bulundu.
"Bana makâmımı gösterdiler"
Seydi Halife'ye gördüklerini sorduklarında; "Cennet-i âlâda hûriler ve gılmânlar bana makâmımı gösterip, Allahü teâlânın benim için hazırladıklarına dâvet ettiler. Onun için o tarafa yöneldim" diye buyurdu ve rûhunu teslim etti...
Seydi Halife, Amasya'da Mehmed Paşa İmâretinin avlusunda, hocası Şeyh Habib-i Karamâni'nin kabri yanına defnedildi...