Seyfeddîn-i Fârûkî

Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem efendimiz buyurdular ki: "Kim ki bir mümin kardeşinin ihtiyâcını temin ederse, mahşer günü ameller tartılırken terâzinin başında duracağım. Benden imdâd isteyince, o zâta mutlaka şefâat edeceğim."
İbn-i Abbâs, Peygamber efendimizden şöyle rivâyet etmiştir:
"Hayır ve şer Allahü teâlâ hazretlerindendir. Hayır anahtarları ellerine verilmiş olanlara müjdeler olsun. Şer anahtarları ellerine verilen kimselere yazıklar olsun."
Afv el-Müzeni babasından o da dedesinden (rıdvânullahi aleyhim ecmain) şöyle rivâyet eder:
Peygamber efendimiz buyurdular ki: "Allahü teâlâ, insanların ihtiyaçlarını gördürmek için öyle kullar yaratmıştır ki, onlara Cehennem azâbı yoktur. Kıyâmet günü olunca onlar için nûrdan kürsüler hazır olur. İnsanlar hesâba çekilirken onlar Allahü teâlâ ile sohbet ederler."
Ali ibni Ebi Tâlib (radıyallahü anh) rivâyet etti. Peygamber efendimiz buyurdular ki:
"Kim ki bir mümin kardeşine yardım ve ihtiyâcını temin etmek için harekete geçip yürürse, Allahü teâlânın yolunda harb eden mücâhidler sevâbı verilir."
ALLAH ADAMLARINI SEVMEK
Seyfeddin-i Fârûki hazretleri, vefatından kısa bir zaman önce Allah adamlarını ve evliyâyı sevmenin önemiyle ilgili olarak buyurdu ki:
"... Bu büyükleri sevme saâdetiyle, hiçbir üstünlük ölçülemez. Bu büyüklere muhabbet, bir kimsenin en üstün vasfı olmalıdır. Bu sebeple sonsuz derecelere yükselmek ümid edilir. Allah adamlarını sevmenin insana kazandıracağı üstünlükler ve dereceler, ifâde edilemez, kitaplara sığdırılamaz. Vesselâm."