Seyyid Burhaneddin
Samimiyetle teslim oldu...Seyyid Burhaneddin, ta çocukluk yıllarında bir lala gibi omuzlarda taşıdığı Mevlana'ya dedi ki:
"Baban manevi makam sahibiydi, sen de onu ara, kalden (sözden) geç. Onun sözlerini iki elinle kavramışsın; fakat benim gibi onun haliyle de sarhoş ol. Böylece de ona tam mirasçı kesil; cihana ışık saçmada güneşe benze. Sen zahiren babanın mirasçısısın; ama özü ben almışım; bu dosta bak, bana uy!.." Mevlana babasının halifesinden bu sözleri duyunca samimiyetle onun terbiyesine teslim oldu...
Konya'da bir müddet kalan Seyyid Burhaneddin, daha sonra Kayseri'ye gitmek üzere oradan ayrılmaya karar verdi. Mevlana hazretleri çok ısrar ettiyse de; "Öyle anlıyorum ki, buraya Şems-i Tebrizi gelecek. Senin yükselmen onun vasıtasıyla olacak" dedi ve Kayseri'ye geldi. Orada insanları irşâd eyledi ve Hicri yedinci asrın ortalarında vefat etti...
"Cenazem için su hazırla!"
Seyyid Burhaneddin hazretleri, vefat edeceği gün gusül abdesti aldı. Hizmetçisine; "Ecel şerbeti bardağa konulmuş, bana verilmek üzeredir. Beni yıkamaları için sıcak su hazırla. Dışarı çık ve 'Seyyid Burhaneddin vefat etti' diye seslen ki, cenazemde hazır bulunsunlar" buyurdu. Sonra da Allahü teâlâya yalvarmaya başladı: "Ey hâzır ve nâzır olan Allahım! Bana bir emanet verdin. Nihayet o emaneti geri alacaksın" dedikten sonra "İnşaallah beni sabredenlerden bulacaksın" mealindeki Sâffat suresi 102. ayet-i kerimesini okudu. Sonra; "Yâ Rabbi! Seni ve Resulünü çok seviyorum, sana kavuşma arzum son haddine ulaştı. Beni bu sevgiye ve arzuma bağışla" diyerek ruhunu teslim etti...