Seyyid Mahmûd Hayrani

Kıyâmete ve Cehennem azâbına inanan zenginlerin, mallarının zekâtını, tarla mahsûllerinin, meyvelerin uşrunu vererek, bu azâblardan kurtulmaları lâzımdır. Hadis-i şerifte, (Zekât vererek, malınızı zarardan koruyunuz!) buyuruyor.
Ey gaflet şerâbının serhoşu! Dünyânın zevk ve safâsı peşinde, dahâ ne kadar koşacaksın? Bu kıymetli ömrü harâmdan, helâlden mal yığmakta, ne zamâna kadar ziyân edeceksin? İslâmiyyetin emir ve yasaklarına aldırış etmezsin! Azrâil aleyhisselâmın gelip cânını zorla alacağı, ecel arslanı pençesini sana takacağı, can verme acılarının başına geleceği, şeytânın, imânını çalmak için kastedeceği, dostlarının, vah vah öldü, siz sağ olun, diye evlâdına taziye edecekleri vakti düşün!..
"ÖYLE BİR?İYİLİK?ET?Kİ!.."
Düşün, kabir ve âhıret suâllerine ne cevâb hâzırladın? Kendine acı! Suâle çekileceksin. Hâlbuki, verecek cevâbın yok. Cehenneme girersen, ateşine dayanamazsın. Kendine ve herkese öyle iyilik et ki, başkası iyilik yapınca, sen yaptın sansınlar. Kendine ve kimseye kötülük etme ki, başkası bir fenâlık yapınca, sen yaptın sanmasınlar..."