Sizin Şerrinizden Nasıl Kurtuluruz
Cinnin varlığına inanmak farzdır, inanmayan dinden ayrılmış olur. Bu mevzu ile ilgili bazı deliller şunlardır:
Ubeyy bin Ka'b (radıyallahü anh) şöyle rivâyet etti: "Bir hurma harmanım vardı. Bir gün hurmaların azaldığını gördüm ve harmanı beklemeye karar verdim. Biraz sonra parlak yüzlü bir delikanlı çıkageldi. Selâm verdim, cevâbını verdi. Sonra ona; 'Sen insan mısın, cin misin?' diye sordum. O da; 'Cinlerdenim' dedi. Ben de; 'Elini bana uzat da göreyim' dedim. Uzattı. Elleri köpeklerin ön ayaklarına, saçları da köpek saçına benziyordu. Bana dedi ki: 'Cinlerin içinde benden daha şedidi yoktur.' Ona; 'Buraya niçin geldin?' diye sorduğumda; 'Senin hayırsever bir kimse olduğunu öğrendim. Bunun için yiyeceklerinden nasiplenmek istedim' dedi. Tekrar; 'Peki, sizin şerlerinizden, kötülüklerinizden nasıl kurtulabiliriz?' diye sordum. Cevâbında; 'Âyet-el-kürsi'yi her kim sabah okursa akşama kadar, akşam okursa sabaha kadar şerrimizden kurtulur' dedi. Sabahleyin hemen Resûlullah efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) huzûr-i şeriflerine koştum. Durumu anlatınca; 'Habis, doğru söylemiştir' buyurdu."
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh) şöyle anlattı: "Resûlullah efendimiz zekâtları korumak için beni tayin etmişlerdi. Bir kimse yanıma gelerek yiyecek maddelerini toplamaya başladı. Hemen yakaladım, ve; 'Seni doğruca Resûlullahın huzuruna götüreceğim' dedim. Bana; 'Sana bir şey öğreteyim de beni bırak' dedi, 'Ne öğreteceksin?' diye sordum. 'Yatağına girdiğin zaman Âyet-el-kürsiyi okursan, Allahü teâlâ sana bir koruyucu gönderir ve sabaha kadar şeytanı sana yaklaştırmaz' dedi. Sabahleyin, Resûlullahın huzuruna gittiğimde bana; 'Gece yakaladığın esiri ne yaptın?' diye sordular. Ben de; 'Yâ Resûlallah! Bana bir şey öğretti ve cenâb-ı Hakkın o şey sayesinde beni koruyacağını iddia etti' dedim. Resûlullah bana; 'O yalancıdır, ama sana doğruyu söylemiş' buyurdu."
Zeyd bin Sabit (radıyallahü anh) şöyle anlattı: "Bir gece evin bahçesine çıkmıştım. Bir ses duyarak, o tarafa doğru; 'Kimsiniz, ne arıyorsunuz?' diye seslendim. Cevap olarak; 'Cinlerden bir kimseyim. Bize kıtlık isâbet etti. Eğer helâl ederseniz, meyvelerinizden yemek istiyorum' dedi. İzin verdim, 'Bizi sizden ne kurtarır?' dedim. Cevap olarak; 'Ayet-el-kürsi' dedi."