Sofu Baba

"Müziğin bütün dinlerde büyük günâh olduğu, (Dürr-ül-müntekâ)da yazılıdır. İncilin yasak ettiği müziği, sonradan papazların Hristiyan dinine soktukları Zerkâninin (Mevâhib-i ledünniyye) şerhi, beşinci cildinde uzun yazılıdır. Bozuk dinler, kalbleri ve rûhları besleyemediği için, müziğin, her nevi çalgı sesinin nefislere hoş gelmesi, nefisleri beslemesi rûhâni tesir sanıldı. Bugünkü batı müziği, kilise müziğinden doğdu. Bugün yeryüzünü kaplayan bozuk dinlerin hemen hepsinde, müzik, ibâdet hâlini almıştır. Müzik ile, her nevi çalgı ile nefisler keyiflenmekte, şehvâni, hayvâni arzûlar kuvvetlenmektedir. Rûhun gıdâsı olan, kalbleri temizleyen ve nefisleri ezip, harâmlara olan arzûlarını yok eden, ilâhi ibâdetler unutulmaktadır.
"SİMÂ KALBİ ÖLDÜRÜR!"
(Mekâtib-i şerife)nin doksanıncı ve doksandokuzuncu mektûbları sonunda diyor ki: (Şarkı, teganni çok dinleme. Simâ kalbi öldürür. Nifâk hâsıl olur). Doksanaltıncı mektûbda diyor ki: (Kalbde Allah sevgisini arttıran şiirleri, çalgısız ve fâsıklar olmaksızın dinlemek câizdir). Müzik, her nevi çalgı, insanları, alkolikler ve morfinmanlar gibi gaflet içinde, uyuşuk yaşatmaktadır. Böylece, nefisleri azdırarak, saâdet-i ebediyyeden mahrûm kalmasına sebeb olmaktadır. İslâm dini, insanları bu âfetten, bu sonsuz felâketten korumak için, müziği kısımlara ayırmış, zararlı olanlarını harâm kılmış, yasak etmiştir..."