Sultan I. Ahmed Han
Akdeniz'in güvenliği için...Anadolu'da ortalığı birbirine katan "Celali" eşkıyalarına karşı, Sadrazam Kuyucu Murad Paşa ile Tiryaki Hasan Paşayı vazifelendirdi. Murad Paşa uyguladığı siyaset neticesinde, eşkıyaları birbirine düşürerek teker teker ortadan kaldırmayı başardı...
Sultan Birinci Ahmed Han donanmanın güçlenmesine de önem verdi. Yeni kadırgalar yaptırarak donanmanın mevcudunu arttırdı. Kaptan-ı derya Halil Paşa, Akdeniz'in güvenliği için Malta ve Floransa korsanlarına karşı başarılı savaşlar verdi.
Dinine çok bağlı olan Sultan Birinci Ahmed'in Sevgili Peygamberimize (sallallahü aleyhi ve sellem) olan bağlılığı o kadar ileri idi ki, onun ayak izlerinin resmi içine bir şiir yazmış ve o şiiri kavuğunda ölünceye kadar taşımıştır. O şiir şudur:
N'ola tacım gibi başımda götürsem daim
Kadem-i resmini ol Hazreti Şahı Rusülün
Gül-i Gülzarı Nübüvvet, o kadem sahibidir
Ahmeda durma yüzün sür kademine ol gülün...
"Toprak taşımaya giderim"
1617 senesinde ateşli bir hastalığa yakalanan Ahmed Han, artık vefatının yaklaştığını düşünüyordu. Sultan Ahmed Camii'nden ezan okunmaya başlandı. Ayağa kalkmaya davrandı. Başında bekleyen muallim-i sultani Mustafa efendi telaşla sordu:
-Devletlüm, ne oluyor?
-Toprak taşımaya giderim hocam, dedi ve ruhunu teslim etti...
Sultan Ahmed Han vefat ettiğinde daha yirmi sekiz yaşındaydı. Cenazesinin yıkanması için hocası Aziz Mahmud Hüdai hazretleri davet edildi. Ancak o; "Sultanımı çok severdim. Şimdi dayanamam. İhtiyarlığım sebebiyle beni mazur görün" buyurdu. Talebelerinden Şaban Dede'yi gönderdi.
Genç Padişahın cenazesi; inşasında bizzat kendi elleriyle taş taşıdığı Sultan Ahmed Camii'nin yanındaki türbeye defnedildi...