Sultan Kutbeddîn Hilcî'nin âkıbeti!..
"DERGÂHTAN DIŞARI ÇIKMAM"Bu durumu duyan Nizâmeddin Evliyâ, dergâhındaki harcamalarını iki katına çıkardı ve buradan istifâde edenlerin sayısı on binden, on altı bine yükseldi. Bu yüzden sultânın çıkardığı emrin bir zararı olmadı. Sultan bu durumu işittiği zaman; "Yanılmışım! Şeyh, yardımı Allah'tan alıyor" demekten kendini alamadı...
Bu kerâmete rağmen, Kutbeddin Hilci'nin, Nizâmeddin Evliyâ'ya düşmanlığı devâm etti. Bir gün sultan, o mübareği huzûruna çağırdı. Buna cevap olarak, Nizâmeddin Evliyâ şöyle dedi: "Ben, sûfi bir kişiyim, dergâhımdan dışarı çıkmam. Daha da önemlisi her sûfi silsilesinin kendine mahsus değişmeyen kaideleri vardır... Lütfen beni kendi hâlime bırakınız."
Mağrur sultan, bu cevapla tatmin olmadı ve Nizâmeddin Evliyâ'nın her hafta iki defâ huzûruna gelmesi için yeni emirler gönderdi. En son gönderdiği emre göre bu mübareğin, her ayın ilk günü, "Selâm" için sultânın divânında bulunması isteniyordu...
EN GÜVENDİĞİ ADAM ÖLDÜRDÜ!..
Nizâmeddin Evliyâ gelenlere; "Bakalım, Allahü teâlânın bu iş için izni ne olacak" diye cevap verdi ve onların yanından ayrılmalarını istedi. Heyet sultânın yanına dönünce, ona; "Nizâmeddin Evliyâ istenen târihte huzûrda olacak" dediler. Fakat birkaç gün sonra Nizâmeddin Evliyâ talebelerinin yanında; "Önce gelen büyüklerimizin âdetlerine aykırı düşen hiçbir şey yapmayacağım. Selâm alayına katılmayacağım" dedi. Peki netice ne oldu? Mağrur Sultan Kutbeddin, sarayında uyurken en güvenilir adamlarından olan Hüsrev Hân tarafından başı kesilerek öldürüldü...