Tövbe, Tövbeden Tövbe Etmektir

Tövbe, Tövbeden Tövbe Etmektir
İnsana ilk lâzım olan şey, sağlam bir itikâda, yani Ehl-i sünnet itikâdına sâhip olmasıdır. Bu itikâdı elde ettikten sonra lâzım olan şey, ilmihâl bilgilerini öğrenmesi ve onlarla amel etmesi lâzımdır. Bunları elde eden kimsenin nefsin âfetlerini bilmesi, nefsin nasıl ıslâh edileceği, kötü huyların ne şekilde düzeltileceğini ve şeytanın kurduğu tuzakların neler olduğunu, dünyâ fitnesini ve bunlardan korunma yollarını bilmesi gerekir. Bu ilme "Hikmet ilmi" denir.
"Havâtır" hatıra gelen şeyler dört çeşittir: Allahü teâlâdan gelen, melekten gelen, nefisten gelen, şeytandan gelen. Allahü teâlâdan gelen, kulu uyarmak içindir. Melekten gelen, ibâdete teşvik için, nefisten gelen, hevâ ve heves peşinde koşmaya sevk etmek için, şeytandan gelen, günahı câzip göstermek içindir. Allahü teâlâdan gelen hatırlama, tevhid nûruyla kabul edilir. Melekten olan hatırlama, marifet nûru ile kabul edilir. Nefisten gelenden, imân nûru ile sakınılır. Şeytandan gelenden ise, İslâm nûruyla sakınılır, karşı konulur."
Cüneyd-i Bağdâdi'ye "Tövbe nedir?" diye sorulunca, "Günahı unutmandır" buyurdu. Bu sözü ile, günah olan işi kalbinden öyle çıkarmak lâzım ki, rûhunda bundan eser kalmasın. Böylece bu günahı hiç işlemeyen, tanımayan biri hâline gelirsin" demek istemiştir.
Rüveym hazretleri de: "Tövbe, tövbeden tövbe etmektir" buyurmuştur. Bu sözü, Râbia-i Adviyye hazretlerinin şu sözü açıklamaktadır: "Rabbime tövbe ederken, estağfirullah derken, bu sözümdeki samimiyetimin tam olmamasından korkar, bunun için tövbe ederim."
Hüseyn bin Megazili'ye tövbe nedir denildi. "İnâbe tövbesini mi, isticâbe tövbesini mi soruyorsunuz?" dedi. Soran kimse inâbe tövbesi nedir dedi. "Sana ve her şeye gücü yeten Allahü teâlâdan (azâbından) korkmandır" buyurdu. Ya isticâbe tövbesi nedir deyince, "Sana yakın olduğu (her an seni gördüğü) için Allahü teâlâdan utanarak hayâ etmendir" buyurdu.
Zünnûn-ı Mısri hazretleri buyurdu ki: "Avamın tövbesi günahlardan, evliyânın tövbesi gaflettendir. Enbiyânın tövbesi ise, bulundukları yüksek derecelerden daha yükseğine kavuşamadıkları içindir."
Cüneyd-i Bağdadi hazretleri "Zühd, eli maldan, kalbi, onu arzu etmekten çekmektir" buyurdu.

Tevekkül Eden Kimse Cömert Olur

Vehbi Tülek

Felsefecileri Kerpiçle Susturan Zat!

Vehbi Tülek

Ağlayıp Sızlamak, Derdi Belâyı Geri Çevirmez

Vehbi Tülek

Hanefî Mezhebinde Namazın Sünnetleri

Vehbi Tülek

Fakirlik Korkusu Olan Şeytana Itâat Eder

Vehbi Tülek