Türbedar Ahmed Amiş Efendi
Tasavvuf yolunda ilerledi...Bu söz üzerine ilim öğrenmeye devâm eden Ahmed Amiş Efendi yirmi yaşına geldiği zaman Şa'bâniyye yolunun İbrâhimiyye veya Kuşadaviyye kolunun kurucusu Kuşadalı İbrâhim Efendinin Tırnova'ya nâib olarak gönderdiği Ömer Halveti'ye intisâb edip, talebe oldu. Senelerce Ömer Halveti'nin ilim meclislerinde ve sohbetinde bulunup tasavvuf yolunda ilerledi. 1846 senesinde irşâda yâni insanlara İslâmiyetin emir ve yasaklarını anlatıp, talebe yetiştirmeye mezun oldu. 1853 Osmanlı-Rus Harbine (Kırım Harbi) tabur imâmı olarak katıldı ve harpte üstün hizmetler gördü.
1877 senesinde Tuna vilâyetinin, Osmanlının elinden çıkması üzerine tekrar İstanbul'a geldi. Niğdeli Bekir Efendiden Fâtih Türbedarlığını devraldı ve "Fâtih Türbedârı" unvanıyla anıldı.
Gümüşhâneli Ahmed Ziyâeddin Efendiden Nakşibendiyye yolundan icâzetli olan Ahmed Amiş Efendi, tasavvufta mücâhede yolunu değil de sohbet ve telkin yolunu tercih etti. Kendisine tâbi olanlardan İslâmiyetin emirlerine uyup yasaklarından kaçındıktan sonra sadece sohbet ve muhabbet yolunu seçmelerini istedi. Çile ve riyâzet yolunu tercih etmedi. Ömrünün sonuna kadar mensûb olduğu Şa'bâniyye yolunun şeyhliğini ve Fâtih Sultan Mehmed Hanın türbedârlığını yürüten Ahmed Amiş Efendi çok talebe yetiştirmiştir.
Dâmâdının evinde vefât etti
Ahmed Amiş Efendi, yaklaşık 113 yaşında iken dâmâdı Ahmed Naim Beyin İstanbul Şehzâdebaşı'ndaki evinde 9 Mayıs 1920 (H.1338) târihinde vefât etti.
Ahmed Amiş Efendinin son sözleri şunlar oldu:
"Mücâhedâtın, tasavvufi perhizlerin bir kısmını Kuşadalı kaldırmıştı. Geri kalanını da ben kaldırdım..."