Türkistanlı Velî Seyyid Atâ
Yüksek derecelere kavuştu...Bu üç arkadaş, Taşkent yakınlarında bulunan Zengi Atâ'nın, kendilerine yol gösterebileceğini öğrendiler. Onun tedrisinde kısa zamanda yüksek derecelere vasıl oldular.
Bir gün Seyyid Atâ'nın yanında, Hakim Atâ'nın hâl ve şiirlerinin toplandığı bir kitabı okundu. Seyyid Atâ'da, Hakim Atâ'ya karşı kuvvetli bir iştiyâk doğdu. Harezm taraflarına gidip, Hakim Atâ türbesinin yanına vardı. Hakim Atâ'nın kabrini su basıp, kırk yıl üstünde su akmıştı. Sonra, rüyâsında aldığı bir işâretle, Celâl Hoca nâmında bir mübârek kişi, kabri bularak, üstüne türbe ve imâret inşâ etmiş, kendisi de orada yerleşmişti. Seyyid Atâ, Celâl Hoca'dan orada yerleşmek için müsâade istedi. Vefatına kadar da burada kaldı...
> "Sizi nereye defnedelim?"
1302 (H.702) sensesinde, Seyyid Atâ'nın vefât zamânı yaklaşınca talebeleri ona; "Sizi Kâbe tarafına mı götürelim, yoksa buraya mı defnedelim?" dediler. O da; "Tâbutumu büyük bir arabaya koyarak, yönünü Kâbe tarafına çevirip bırakın. O gece hayvanlarınızı iyi bağlayın, gürültü etmeyin. Evinizde oturun, sakın dışarı çıkmayın. Seher vakti gidip bakın, araba nerede durmuşsa beni oraya defnedersiniz" dedi.
Bu mübarek zat vefât edince, dediği gibi yaptılar. Geceleyin müthiş bir gürültü oldu. Kimse dışarı çıkmadı. Tan yeri ağarınca, ortalık sâkinleşti. Çıkıp baktıklarında, cenâze koydukları arabanın Hakim Atâ türbesi yanında durduğunu gördüler. Bunun üzerine Hakim Atâ türbesi yanına defnettiler...