Übey Bin Halef'le Ebû Bekir'in Bahsi
"Seninle bahse girelim!"Bu durumu havsalalarına sığdıramadıklarından içlerinden Übey bin Halef, "Yalan söylüyorsun! Haydi aramızda bir müddet tayin et, seninle bahse girelim!" dedi.
Hazreti Ebu Bekir kabul etti. On deve üzerinde bahse girip üç sene müddet tayin ettiler. Hazreti Ebu Bekir gelip durumu Peygamber Efendimize haber verdi. Resûl-i Kibriyâ "Âyetteki 'bid'den (yani birkaç seneden) maksat, üçten dokuza kadar olan seneler demektir. Develerin sayısını artır. Müddeti de uzat" buyurdu. Bunun üzerine Hazreti Ebu Bekir dışarı çıktı. Übey'le karşılaştı. Übey, "Galiba pişman oldun" dedi. Hazreti Ebu Bekir "Hayır" dedi. "Gel seninle bahsi artıralım. Müddeti de uzatalım. Haydi dokuz seneye kadar yüz deve yapalım!.." Übey de, "Haydi yapalım" diyerek kabul etti.
Ebû Bekir radıyallahü anh, Mekke'den ayrılacağı sıralarda, Übey bin Halef yakasına yapıştı ve "Sen, Mekke'den ayrılırsan, bahiste kazanacağım develeri ödemeyeceğinden endişe ediyorum. Bana bir kefil göster" dedi. Hazreti Ebû Bekir de oğlu Abdurrahman'ı kefil gösterdi. Übey bin Halef de Uhud Harbine çıkmak istediği zaman Abdurrahman radıyallahü anh, gidip onun yakasına yapıştı ve "Vallahi, bana bir kefil göstermedikçe, seni bırakmam" dedi.
Uhud Savaşında öldürüldü!
Übey bin Halef de kefil gösterdikten sonra yola çıktı ve Uhud Savaşında, bizzat Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" mızrağıyla cehennemi boyladı...
Hazreti Ebu Bekir ile Übey bin Halef'in bahsinin arasından 9 yıl geçmişti ki, Rumlar, hiç beklenmedik ve umulmadık bir saldırışla İranlıları dehşetli bir bozguna uğrattılar. Hazreti Ebû Bekir de gidip 100 deveyi Übey bin Halef`in kefilinden ve mirasçılarından alıp Peygamber Efendimize getirdi. Resûlullah Efendimiz;
"Onları sadaka olarak dağıt" buyurdu. Hazreti Ebu Bekir de öyle yaptı...