“Peygamberimiz sallallahü aleyhi ve sellem yünlü elbise giyer, yerde uyur, yerden biten şeylerden yer, merkebe biner ve arkasına birini alır, keçi besler ve onu sağar, köle olan kimsenin davetine giderdi.”
Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:
“Bir zaman gelir ki, insanlar, yalnız malın, paranın gelmesini düşünür, helalini ve haramını düşünmezler.” “Bir zaman gelir, insanın bütün kaygısı midesi olur, şerefi mal, kıblesi kadın, dini para olur. Böyle kimseler, halkın kötüleridir.” “Müslüman’ın Müslüman’a üç günden fazla dargın durması helal değildir. Kim üç günden fazla dargın durur ve bu hâlde ölürse cehenneme girer.” “Kim aç bir Müslüman’ı doyurursa Allahü teâlâ da onu cennet meyveleri ile doyurur.” “Vasiyet etmeyi istediği bir şeyi olan Müslüman bir adamın, bu vasiyeti yazmadan iki geceden fazla gecelemesine hakkı yoktur.” “Amellerin en efdali vaktinin evvelinde kılınan namazdır.” “Kul namaza kalktığı zaman, Cennet kapıları kendisine açılır. Kendisi ile Rabbi arasındaki perdeler kalkar. Cennette olan huriler kendisini karşılar.” Bir gün hazreti Ali’nin radıyallahü anh ikindi namazı geçti. Üzüntüsünden kendini bir tepeden aşağı atıp çok ağladı. Peygamberimiz Muhammed Mustafa sallallahü aleyhi ve sellem haber alarak, bütün eshabıyla hazreti Ali’nin yanına geldiler. Hâlini görünce, Peygamberimiz sallallahü aleyhi ve sellem de ağlamaya başladı. Dua etti. Güneş tekrar yükseldi. Resul aleyhisselam buyurdu: “Yâ Ali. Başını kaldır bak, güneş görünüyor.” Emir-ül-müminin hazreti Ali sevinip namazını kıldı. Hazret-i Ebu Bekr’in radıyallahü anh bir gece vitir namazı geçti. Gece çok ibadet ettiğinden, gece sonunda uyku bastırdı. Sabah namazında Seyyid-i âlemini sallallahü aleyhi ve sellem takip ederek, mescid kapısından huzuruna gelip feryat etti. “Yâ Resulallah! İmdadıma yetiş. Vitir namazımı kılamadım” diye niyaz etti. Resul aleyhisselam ağlamaya başladı. Cebrail aleyhisselam gelip, “Ya Resulallah, Sıddık’a söyle ki, Allahü teâlâ onu affetti” dedi.